Beynimiz, günümüzde bile tüm detaylarını açığa çıkaramadığımız ana kontrol merkezimiz, vücudumuzdaki sistemleri ve organları yönetmekle kalmadığı gibi ağzımızdan çıkan lafların ve düşüncelerin de efendisidir. Her bir odasında farklı bir konu üzerinde çalışılan bir ortam bulduğumuz kocaman bir saraya benzetebiliriz insan beynini. Bu sarayı keşfetmek için de bilim insanları ve araştırmacılar bu zamana kadar birçok çalışma ve deney yapmıştır. Bir bakıma bu çalışmalardır bizi günümüz biliminde bu kadar ileri seviyeye taşıyan. En çok konuşulanlarından biri de beynimizdeki düşünceleri okuyan ve konuşan bir sese çeviren cihaz.
Cihaz; beynin dudakları, çeneyi, gırtlağı ve dili hareket ettiren kısımlarına yerleştirilen elektrotların algıladığı hareketlerdeki sinyalleri bilgisayar ortamında sese çeviriyor. Bu çalışmanın bütün düşüncelerimizi sese çevirdiğini varsayarsak günlük hayatımızda oldukça fazla olumlu ve olumsuz etkisi olduğunu söyleyebiliriz.
Bir kafede veya restoranda arkadaşlarımızla oturup sohbet ederken aklımızdan istemsizce de olsa geçen bir eleştiriyi ya da olumsuz bir ön yargıyı sese çeviren bu cihaz toplum içinde kargaşalara yol açabilir, tartışmalar çıkarabilir. Örneğin bir siyasetçinin konuşması sırasında cihaz bütün düşünceleri ses olarak dışarı verirse, yanlış anlaşılmaların oluşabileceği gibi halk arasında gruplaşmalar hatta ülkeler arasında büyük savaşlar yaşanabilir. Sırf kargaşalara yol açmakla kalmaz bu cihaz, bir kişinin üzerinde çokça çalışıp geliştirdiği bir düşünceyi sese çevirdiği zaman kötü niyetli insanların o fikri alıp kendi fikirleri gibi sunması emek hırsızlığına yol açar. Bütün çalışmamız, sarf ettiğimiz güç heba olur birtakım art niyetli insanlara. Buna benzer bir başka durum ise birinin iyi niyetle düşündüğü bir fikir sesle dışa vurulduğu zaman tekrar bu art niyetli insanlar tarafından kötü gösterilebilir. “İnsanlar her şeyi farklı gözler ve farklı düşüncelerle görürler. Fikir ayrılıklarının asıl nedeni budur.” der Montaigne. Bu duruma örnek verebiliriz bunu, düşüncelerimiz dış kuvvetlerin etkisiyle bambaşka yönlere çekilebilir ve oluşan fikir ayrılıklarının sonucu sırf ilişkilerimiz değil, duygu durumumuz ve psikolojimiz de yıpranır. İnsanların birbirlerine nefret, kin ve benzeri kötü duygular beslediği bir toplum ne kadar mutlu olabilir ki?
Ancak olumlu yönleri de yok değil bu cihazın. Öncelikle en fayda sağlayan etkilerinden biri; konuşma kaybına yol açan motor nöron hastalığı, felçler, beyin hasarları, gırtlak kanseri, Parkinson hastalığı gibi hastalıkları olan insanların ses yardımıyla iletişim kurmalarını sağlayabilir hatta çalışmalar düzgün bir şekilde devam ederse klinik uygulamalarda daha sık kullanılabilir. Yardıma muhtaç insanlar sosyal hayata dahil olunca her ne kadar mutlu olacaklarsa, onları iyi bir şekilde görmek bizi de en az onlar kadar neşelendirir. Bunun yanı sıra, insanlar dile getiremedikleri bir sıkıntıları olduğunda veya düşüncelerini sözel olarak yeterince açıklayamadıklarında da bu cihaz onların yardımına koşabilir.
Bir sonuca bağlamak gerekirse bu cihazın olumsuz etkileri daha ağır basmakta kendi fikrimce. Örneğin sağlık alanında bu cihazın haricinde binlerce çalışma yapılıyor ve üzerlerinde daha çok çalışılmış, daha çok geliştirilmiş tedavi yöntemleri mevcut. Bahsettiğim gibi toplumdaki ayrılıkların ve duygularımızın üzerindeki etkisinin de büyük bir payı var bu vardığım sonuçta. Ancak tabii ki teknoloji ve bilim ilerledikçe cihaz da geliştirilirse çoğunluktaki olumsuz etkilerin yerini olumlu olanlar alabilir, başka bir deyişle daha yoğun araştırmalar ve çalışmalarla gelecek günlerde daha işlevli ve kullanılabilir bir cihaz olacağına inanıyorum.