Evde bağlantı hatası mesajını görünce aklıma takıldı: İnternetin olmadığını bir gün acaba nasıl olurdu? Cep telefonumda, Youtube’ da hatta televizyonda izlediğim filmlere, videolara ulaşamamak ve online oyun oynayamamak can sıkıcı olurdu. Nasıl vakit geçirecektim? Ders yaparken bile çok zorlanacaktım, bilmediğim konuları öğrenmek için Google yoktu artık…. Telefonundaki uygulamalara erişimin olmadığı için kolayca markete sipariş vermek bile yok.
Ne kadar çok şey için internet kullanıyormuşum. Watsup olmayınca arkadaşlarımla da iletişimim koptu sanki. Aileyle görüntülü görüşmeler yapma şansım da kalmadı. Büyük bir şaşkınlık içindeyim.
Boş kalıp sıkıldığımda cep telefonu asistanına soru sorardım, cevaplarına gülerdik. Annem Türkiye dışındakilerle online iş toplantılarını nasıl yapacak, onlarla nasıl görüşecek şimdi? Pek çok iş için babamı e-devlet uygulamasından randevu alırken görüyordum, o işler nasıl çözülebilir ki internet olmadan?
Şaşkınlığım üzerimden atınca ödevimi araştırmak üzere kütüphaneye gitmeye karar verdim. Annemle kütüphaneyi bulmamız da oldukça zaman aldı. Çünkü bize yol tarif edecek navigasyonumuz da yoktu. Kütüphaneye girdiğim anda çok etkilendim. Evimizde de oldukça büyük bir kütüphanemiz var ama burası çok farklı. Binlerce kitap düzgünce dizili, ortam gerçekten etkileyici geldi bana. Görevlinin yardımıyla aradığım kitabı buldum ve büyük bir sessizlik içindeki salonda bir yere oturup araştırmamı tamamladım. İtiraf etmeliyim ki sessizlik içinde konuyu öğrenmem daha hızlı oldu. Evde de vakit geçirmek için en sevdiğim aktiviteler aklıma geldi. Kitap okumak, resim yapmak, müzik aleti çalmak, epeydir oynamadığım kutu oyunlarıyla oynamak, hep ertelediğim dolaplarımı düzenlemek için çok vaktim vardı artık. Ailemle vakit geçirip daha çok sohbet etmek, dışarıyı izlemek, bisiklete binmek, vakit bulamadığım işleri yapmak için bol zamanım vardı. Artık özgürüm, sağ ol internetteki sorun!