3 kişilik bir grup halinde serüvene çıkacaktık ama nereye gideceğimizi bilmediğimizden gördüğümüz ilk hana girdik. Ve oradaki hancıya bize bir görev verebilir misin? Diye sorduk. Hancı Bize Thousand islands da bir şatoya gidebileceğimizi söyledi. Tabi biz daha buralarda yabancı olduğumuz için nerede olduğumuzu bilemiyorduk. Bunu hancıya söylediğimizde bize bir harita verdi. Ve işaretlediği yere gitmemizi söyledi. Ama bu serüven tehlikeli olur diye de bizi uyardı. Biz buna rağmen görevi kabul ettik ve yola koyulduk. Aradan bir süre geçince haritaya baktık ve Thousand islands a ulaştığımızı fark ettiğimizde hancının bize verdiği haritaya baktık. İşaretli yerin perili bir şato olduğunu gördüğümüzde doğal olarak şaşırmıştık ama artık çok yol katetmiştik oradan dönüş yoktu. Ve ayrıca hancıyı yüz üstü bırakamazdık. O yüzden korkup kaçmak yerine perili şatoya girmeye karar verdik. Şato korkunçtu ve içerisi karanlıktı ama ışık büyüsü yapıp evi aydınlattık. Evin içini aydınlatınca merdivenin altında bir kapı gördük. Haritaya bir kere daha bakıp, altında bir not olduğunu fark ettik hancı bize merdivenin altındaki kapı hariç bir yeri ellemememiz gerektiğini söyleyen bir not bırakmıştı. Bizde hancının yazdığı bu notu okuyup kapıyı açtık. Ve karşımıza taşlardan yapılmış bir merdiven çıktı. Sonu gözükmüyordu ama merak edip aşağı doğru inmeye başladık. Aradan saatler geçti ve sonunda bir şey görebilmiştik 10 adam yüksekliğine yakın büyüklükte bir kapıydı. Başta kapıyı açmayı denedik ama olmadı. Sonra etrafa bakınca iki tane kol olduğunu fark ettik. Ve o kolları çektik. Tam o sırada kapı hareket etmeye başladı. Kapı açılınca içeri girdik. İçeri girdiğimizde uzun ve duvarlarında meşaleler asılı olan bir koridor gördük. Koridorda ilerlemeye başlamıştık aradan bir iki saat daha geçtiğini fark ettik. Ve bir kütüphane gördük. Kütüphanenin raflarında da ilk bakışta sihirli olduğu anlaşılan birkaç biblo vardı. O biblolar o kadar cezbediciydi ki hancının bize dediklerini unuttuk ve bibloların hepsini almaya çalıştık. Ama bilmediğimiz bir şey vardı bu biblolar bir tuzaktı. O bibloları ellediğimiz sırada karşıdan bir portal açıldı ve içinden bir vampir büyücü çıktı. Ve bizle göz göze geldi. Onu ilk gördüğümüzde çok güçlü bir büyücü olduğunu anlamıştık. Oradan kaçmaya çalıştık ama bizi oraya hapsetti, bizi hapsettiği anda boynumuzda bir acı hissettik ve bize şöyle dedi bir daha buraya gelirseniz sizi bir parmak şıklatmamda öldürürüm şimdi eşyalarımı bırakıp gidin!!dedi. Biz de korkudan her şeyi bırakıp koştuk ve oradan çıktık. Aramızda konuşurken hancının dediklerini dikkate almalıydık diye söylendik. Ve bunları konuşurken dikkatim o kadar dağılmıştı ki önümdeki çıkıntılı plakayı göremedim ve tam adımımı attığımda bana sakın bir adım daha atma!! diyen arkadaşlarımın bağırışlarını duydum, ama artık çok geçti ve çıkıntılı plakaya bastığımda üstümüze 10 tonluk taş bir kaya yuvarlandığını fark ettik…
Gizemli Macera
(Visited 21 times, 1 visits today)