Dört şey vardır ki bunları kendisi için toplayan ve yapan, diğer bütün işlerde mutlu ve başarılı olur. Bu dört şeyden biri özgüvendir. Özgüven birinin kendisine olan güveni, kendi değeri hakkındaki subjektif değerlendirmesi olarak tanımlanır ve birinin ne kadar yükseği hedefleyeceğinin sınırını çizer yani bir kişi kapasitesi ne düzeyde olursa olsun özgüvenden mahrum ise yeni şeyler denemekten veya kendini zorlamaktan korkacağı ve pes etmeye yatkın olacağı için başarılı olamayacaktır. Ayrıca bir kişinin özgüveni o kişinin etrafındaki insanlardan ne kadar etkileneceğini belirleyen en önemli unsurlardan biridir. Çünkü ögüvensiz bir insan kendini başkalarından daha değersiz gördüğü için başkalarının düşüncelerini ve isteklerini kendilerininkinin önüne koyar, daha önemli görür ve bu düşüncelerden özgüvenli birine göre daha çok etkilenir.
Ancak özgüven tek başına birinin başarılı ve mutlu olmasını sağlamaya yetmez. Bir kişi yeni şeyler deneyecek ve hayatın meydan okumalarını kabul edecek kadar kendine güvense bile bu meydan okumarın üstesinden gelmesini sağlayacak olan disipline sahip değilse bunun hiçbir anlamı kalmaz. Disiplin basitçe kişinin belli bir sisteme bağlı kalmasıdır. Özellikle fiziksel gücün geride kaldığı ve kişilerin çoğunlukla fiziksel acı çekmeden sıkı çalışmaları ve onlara verilen işi en hızlı sürede düzgün bir şekilde bitrme ve teslim etme becerilerinin öne çıktığı bu devirde disiplin bir kişinin sahip olabileceği şüphesiz en iyi özelliklerden biridir.
Özgüven ve disiplin daha çok başarya yönelik özellikler ve başarı birini tamamen mutlu etmeye yetmez. İnsanlar sosyal varlıklardır ve en başarılı kişinin bile bir sosyal hayatı vardır. Bu nedenle mutlu olmak için kişi sadece iş hayatını, kariyerini değil sosyal hayatını da önemsemeli ve onu ilerletecek özelliklere sahip olmalı. Bu yüzden başarı ve mutluluğun üçüncü anahtarı sadakattir. Sadakat birinin başka birine genel olarak bağlı olma durumudur ve beraberinde güvenilirlik, sevgi, saygı, vefa ve benzeri bir çok özellik getirir. Bir kişinin hayatındaki önemli kişilere karşı sadakatli davranması onun aile, arkadaşlık ve aşk ilişkilerini güçlendirir.
Şimdiye kadar birbirinden iyi üç özellik saydım ama pozitif düşünce yapısı olmadan bu üçü bir kişiyi mutlu etmeye yetmeyecektir. Çünkü ne kadar mutlu olduğumuz aslında olayları nasıl yorumladığımıza bağlıdır. Mesela tanıdığın bir kişinin size selam vermeden geçip gittiğini düşünün, normal bir insan bu duruma üzülür ve morali bozulurken pozitif düşünce yapısına sahip biri ise “Görmemiştir herhalde.” gibi düşünerek bu durumun onu etkilemesine izin vermez. Kısaca ne kadar başarılı olursak olalım başımıza kötü şeyler gelmesini engelleyemeyiz ancak pozitif düşünce yapısı ile bu kötü olaylarla başa çıkma şeklimizi geliştirebiliriz.