Uyanmıştım. Her zamanki gibi yanımdaki telefona elimi uzatıp saate baktım ve tuvalete doğru yolumu aldım. Tam telefona bakacakken fark ettim ki internet çalışmıyordu hemen anneme sordum : ”Anne, internet kesik düzeltebilir misin ?”. Annem ise interneti düzeltmek yerine bana belediyenin interneti 1 gün boyunca kestiğini ve kimsenin internete giremeyeceğini söyleyince dondum kaldım. Söylenerekten mutfağa doğru yolumu aldım. Annem mutfağı donatmıştı. Masada portakal suyu, krep, bir sürü çeşit peynir, yumurta yani ne dilersen vardı. Şaşırdım kaldım, bu hiç olağan değildi. Annem böyle şeyler hiç yapmazdı neden bir anda böyle bir şey yapası gelmişti ki ? Annem sanki içimden dediklerimi duymuş gibi bana cevaben ” İnternet yok artık, bugünü sosyalleşerek, dolaşarak ve en önemlisi ailecek geçirelim istedim.” dedi. Kahvaltıyı yapmaya başladık annem gülüyordu ben de ona cevaben hafiften bir gülümsedim ama içimde ölüyordum. Nasıl olur da internet giderdi. Günümün yarısından fazlası internette geçiyordu ve yapacağım hiç bir şey yoktu. Kahvaltıdan bir hışımla kalkıp salona geçtim. Neyse ki indirdiğim birkaç film vardı onları izlemeye başladım. Filmler de baymaya başlayınca cidden internetsiz yaşayamayacağımı fark ettim. Bu adeta bir işkenceydi, cehennemi yaşıyor gibiydim sanki. Biraz oturduktan sonra elim otomatik olarak cebime gitti telefonu elime aldım. Sadece saate bakabiliyordum, başka hiçbir şey yapamıyordum. Tam da o sırada annem içeri girdi. ” Hadi gel Mert! Senin en sevdiğin parka gidelim otururuz orada hem keyiflenirsin. Nasıl olur ? Hadi gel üstünü değiş de gidelim.” dedi. Çok mutlu olmuştum ama bir yanım hala tatmin olmamıştı. Annemle beraber hazırlandık. En sevdiğim renk olan bej rengi bir kazağımı giydim altımda ise çimen yeşili bir pantolon vardı. Arabayla parka doğru gidiyorduk, park da biraz uzak olduğundan sıkılmaya başlamıştım. Normalde araba yolculuklarını hiç sevmem böyle zamanlarda telefon bakardım. Ama şuan ne elimde telefon onu geçtim internet bile yoktu. Camdan dışarıyı izlemeye karar verdim. Bakınca dışarısı bir anda güzel gelmeye başladı. Gökyüzünün maviliği, ağaçların doğallığı, etrafın büyüleyici güzelliği beni benden almıştı. Neden şimdiye kadar fark etmemiştim ki bunu. Sonunda parka vardık. Ağaç altında gölge bir yer bulup sandalyelerimizi yerleştirdik. Annemle okul hakkında genel bir konuşma yapıyorduk ve bir yandan da cips yiyorduk. Annemle beraber voleybol oynadık, parkı turladık, konuştuk… Zaman su gibi geçmişti geldiğimde daha saat 2 iken bir anda akşam 7 olmuştu. Annemle beraber eve gittik yoldayken de biraz havadan sudan konuştuk. Telefonun varlığını unutmuş gibiydim sanki. Eve geçtik, ikimiz de günü dolu dolu geçirdiğimizden bir hayli yorulmuştuk. Saat 9 olunca annem bir kart oyunu çıkardı ve oynamaya başladık. 1 tur, 2 tur, 3 tur derken saat 10 oldu ve yarın okulum olduğundan erken yatmam gerekiyordu. Yatmaya hazırlandım ve yatağa geçtim. O kadar yorulmuştum ki kafamı yastığa koyduğum anda uykuya daldım. Bu gün çok güzel bir gündü hiç bitmesini istemiyordum. Sabah uyandım, yanımdaki telefona baktım. Genelde uyanır, mesajlarıma bakar, biraz internete bakınırdım ama bugün aklıma hiç bunlar gelmedi. Kalktığım gibi elimi, yüzümü yıkadım ve kahvaltıya geçtim. Bu sefer şaşıran ben değil annemdi. Artık hayatım eskisi gibi olmayacaktı, kendime çeki düzen vermeye karar vermiştim o andan itibaren. İnternetsiz de yaşam olduğunu ve eğlenilebileceğini öğrendim.
Anne! Neden İnternet Çekmiyor?
(Visited 130 times, 1 visits today)