Size gerçek bir hikaye anlatayım ister misiniz?
Hadi başlayalım!
Geçen yıl yaz tatilimizin yarısı çok ilginç geçti. Tam on beş gün Karadeniz Bölgesi’nde bulunan Kaçkar Dağı’nda bir yaylada kaldım. Bir günümü size anlatayım.
Öncelikle sabah çok erken uyanıyorduk ve gün çok erken başlıyordu. Uyandığımızda hemen kahvaltımızı yapıyor , kahvaltıdan sonra evimizin etrafındaki diğer evlerde yaşayan kişilerin yanlarına gidiyorduk. Yasemin teyze bizim evin tam karşında oturuyordu. Biz kalktığımızda o da ineklerini beslemiş ve kendi kahvaltısını yapıyor oluyordu. Onun da işi bitince birlikte oyunlar kuruyorduk. Burada elektrik, telefon ve internet yoktu. Oynadığımız oyunlar hep doğada kendi kurduğumuz oyunlar oluyordu. Eski şampuan kutularını su ile doldurup ısırgan otlarını ve diğer bitkileri suluyorduk. Bazı bitkilerin üzerinde tırtıllar oluyor biz de o tırtılları alıp büyüteçli kaba koyup besliyorduk.
Yakınlarımızda büyük bir düz alan vardı, bu alanda inekler ve kuzular vardı ve bir de Cesur ve Minik adında köpekler vardı. Onlarla oynarken aklıma internet ve televizyon aklıma gelmiyordu . Farklı oyunlar oynuyor etraftaki şeyleri oyun malzemesi yapıyorduk. Yabanmersini ve frambuaz topluyorduk ve sonra da onlarla reçel yapılışını izliyorduk. Çadır kurup önünde ateş yakıyorduk.
Bu da benim için değişik bir deneyim oldu. Çok şey öğrendim ve unutamadığım bir tatil oldu.
GERÇEK BİR KAMPÇI
(Visited 8 times, 1 visits today)