Merhaba ben Kuzey. Ben bir hazine avcısıyım yazdığım yer ise kendi anı defterim.
Her şey orta okulda başladı. Kazı yapmayı çok seviyordum, her teneffüs dışarı çıkıp toprak falan eşelerdim. Üniversiteye girdiğimde arkeoloji bölümünü seçtim ve hayatıma arkeolog olarak devam ettim ve bir sürü çalışmaya katıldım. Yıllar sonra üniversiteden mezun oldum ve işim de profesyoneldim. İş arkadaşlarımla birçok tarih öncesi değerli şey çıkarttık. Genelde işim pek aksiyonlu değildir, ta ki o güne kadar. En yakın arkadaşım Mehmet’le ben çok önemli ve ödemesi iyi olan bir iş teklifi aldık. Mısırdaki piramitleri araştırıp içindeki değerli vazo, kase, altın gibi değerli şeyleri almamızı istiyorlardı, biz de tereddütsüz kabul ettik. Mısır’a vardığımızda girmemizi istedikleri piramide ulaştık ve bizi içeri aldılar fakat çok dikkatli olmamızı söylediler, içerisi bubi tuzakları ile dolu dediler, biz de bunun üzerine tabii biraz gerildik ama bu bizi amacımızdan saptıramazdı. Çok önemli bir istek vardı Medusa’nın taş kasesi en çok onu almamızı istediler, değeri yaklaşık 5 milyon dolarmış. Bizde istenen eşyaları toplamaya başladık ta ki önümüze bir yol çıkana kadar. Ahmet bir tane tabela gördüğünü söyledi ama Latince yazılar yazıyordu neyseki Ahmet Latince bildiğini söyledi ve okumaya başladı. Tabelada Medusa taç kase yazıyordu, biz heyecanlı bir şekilde hızla kaseyi almak için koşuyordu ki ben yerde bir tuzak gördüm ve Ahmet’e sakın bir adım daha atma diye bağırdım ama çok geçti Ahmet ipe bastı ve duvardan zehirli bir ok fırlayıp. Ahmet’i tam boynundan vurdu ve bir anda yere düşüverdi ben o anda ne yapacağımı şaşırdım ve Ahmet’in öldüğünü görünce göz yaşlarımı tutamadım ve Ahmet’i yanımda gördüğüm tabuta koyup yoluma devam ettim, bütün bubi tuzaklarından kurtuldum, taş kaseyi aldım ve oradan uzaklaşarak yoluma baktım.