Baharın ilk günleriydi. Havalar ısındıkça dışarda gezmek, dolaşmak, oynamak isteği artmıştı. Okuldan eve gidiyordum hoplaya zıplaya. Ertesi gün matematik sınavım vardı ama ben eve gitmek istemiyordum aslında.
Elimi cebime atmış yürürken bir kağıt buldum cebimde. İçinde bir adres vardı. Kimin adresi olduğunu bilmiyordum ama yakınlarda bir yerdi. İlgimi çeken şey ise kağıtta küçük pati izleri olmasıydı.
Akşam babamın gelmesini dört gözle bekledim ona bu adresi sormak için. Sorduğumdaysa babamın yüzünde bir gülümseme belirdi. Hadi gel birlikte gidip bakalım o adrese kim varmış dedi. Merakla ve heyecanla gittim o yolu.
Kapıya vardığımızda minik bir kedi bizi karşıladı. Adı da Coco. Artık benim kedim. Küçük parti izlerini ben çalışırken defterlerimin üstüne bırakıyor artık. En yakın arkadaşım oldu. Bu da bana babamın küçük, şey pardon, büyük sürpriziymiş. Herkese böyle sürprizler dilerim.