İnsanlar hep başarılı olmak ister, hep ben bir leyleri başarmalıyım ve başka insanların gözdesi olmalıyım diye düşünür. İnsanlar bu yüzden hayatta hem verimli hem de başka insanlar tarafında ilgi görecek şeyler yaparlar. Bunlara örnek olarak Aziz Sancar’ın hasarlı hücrelerde ki DNA’ların nasıl korunduğuna dair bir araştırma yapması ve bunu bir projeye dökmesi. Sonucunda Aziz Sancar hem sağlık hem de bilim alanında değerli bir çalışma yaptığı için 2015 Nobel Kimya ödülüne layık görüldü. Ama insanlarda bir de bu kadar çalışma yapmadan veya bu kadar çalışma yapsa bile bilimden başka alanlarda da tarih yazmak isteyen birçok insan da rekorlar kırmaya karar verdi. İşte bu insanlarda Guinness Rekorlar Kitabı’na dahil ediliyor.
İnsanların bu rekorlara karşı bakış açısı birbirinden çok farklı olabiliyor: bir kesim insan bu rekorları mantıklı bulurken, bir kısmı bunu doğru bulmuyor. Hatta bu rekorların doğru olduğunu düşünmeyen bile var. Ama bence bu rekorlar da bazılarının düşündüğü gibi gereksiz ve saçma şeyler değil. Aslında insanların emek verip yaptığı ve en önemlisi yüzlerce belki binlerce saatlerini ayırdıkları rekorlar var aralarında. Buna örnek olarak Michael Phelps verilebilir. Bu yüzücü 2008 Pekin olimpiyatlarında toplam 8 tane altın madalya alarak bir imkansıza imza attı. Ayrıca kariyeri boyunca aldığı 28 olimpiyat madalyasının 23 tanesinin altın olması da bu yüzücünün başka birçok rekora imza attığını gösterir. Fakat bunların hiç birini çalışmadan veya kolay yoldan elde etmedi. Phelps yüzmeyi hayatı yaptı ve sabah akşam çalıştı. Binlerce saat havuzda veya denizde fark etmeksizin yüzdü. İşte bu yüzden bence hiçbir rekor gereksiz veya boş değil.
Diğer yandan Nobel Ödüllerine bakalım, yıllardır verilen bu ödüller bence sadece başarılı oldukları için değil aynı zamanda insan tarihine adını yazdırmış olan insanlara veriliyor. işte bu yüzden diğer spor veya sanat alanında olduğu gibi bu insanlarda normal olarak tarihe adını yazdırıyor. Aslında Nobel ödülünü almak da bir ülke için çok büyük bir gurur ve başarı demek. Bu ödül insanlık adına senin bir emek verdiğini gösterir. Ama bir sorun var ki bu da insanların bakış açıları. İnsanların ‘Ben zaten o kadar vakit ayıramam.’ veya ‘Ben onlar kadar zeki değilim’ gibi düşünmeleri bu başarıların hep belli bölgelerde ortaya çıkmasına sebep oluyor.
Kısacası insanlar yaptıkları başarıların ödüllendirilmesini de istiyor. Bu yüzden insanlar ya bir rekor ya da bir proje veya başarım elde etmeye çalışıyor. İşte bu yüzden insanların hangisi daha iyi tartışmaları yerine, hangisinde daha çok başarı elde ettik tartışmaları biraz daha mantıklı olur. İnsanların sosyal ve ekonomik anlamda ne kadar destek aldığı da önemli bu durumda. Buna ek olarak Nobel Ödülünün bir avantajı var. Senin ismin hep bilinecek ve duyulacak. Fakat Guinness Rekorlar Kitabı’na girdikten sonra rekorun kırılırsa o zaman senin ismin hatırlanmamaya başlıyor.