Sabah her şey gayet normal gidiyordu. Sabah annem beni ekmek ve süt için bakkala göndermişti. Ben kardeşimden büyük olduğum için annem hep beni gönderirdi bakkala. Normal etrafıma bakınarak yürüyordum. Daha sonra bakkala uğradım, süt ve ekmek aldım. Cebimden parayı çıkarırken yere bir kağıt düştü. Kağıdı açtım, üstünde bir adres yazıyordu. Adrese gitmeye karar verdim. Etrafımdaki insanlara sorarak on beş dakikada oraya vardım. Gittiğim yer pek modern bir yer değildi. Etrafta yıkık dökük evler, camları kırık marketler vardı. Mahalle terk edilmiş gibi görünüyordu. Elimdeki kağıda tekrar baktım, arkasını çevirdim. Kağıdın arkasında da bir şeyler yazıyordu fakat ben bunu daha önceden fark etmemiştim. Kağıdın arka tarafında ”Ev, No:8” yazıyordu. Belirtilen eve doğru yürüdüm. Ev oldukça ürkütücü görünüyordu. İçeride bir masa vardı. Masanın üstünde beyaz bir zarf, üstünde de bir baskı vardı. Dikkatlice kağıdı açtım. Gözlerime inanamıyordum, istediğim üniversiteye kabul edilmiştim. Bir anda konfeti patladı, sevinçten havalara uçuyordum. Tüm ailem etrafımda duruyordu. Bu büyük haber için bir parti verdik, eğlendik ve herkes beni teker teker kutladı.
CEBİMDEKİ KAĞIT
(Visited 2 times, 1 visits today)