Günlerden cumaydı. Ertesi gün doğum günümdü ve her zamanki gibi çok heyecanlıydım. İçim kıpır kıpırdı. Yine günlük rutinimde olduğu gibi okula gitmek üzere hazırlandım ve evden çıktım. Okula doğru yürürken hava çok serindi ve ellerimi ceplerime soktum. İşte o anda elime bir kağıt geldi. Ne olduğuna baktığımda buruşturulmuş lüzumsuz bir kağıt beklerken benim için özellikle yazılıp bırakılmış bir not buldum.
Bu kağıtta Cumartesi saat 13.00’te olmamın yazıldığı bir adres vardı. El yazısı çok tanıdık gelse de kimin yazdığını çıkartamamıştım. O saatlerde annem doğum günüm için bir yerlerde yemek yeriz beraber demişti. O nedenle ne yapacağımı bilemiyordum. Ailemde olmam lazımdı. Aslında biraz da ürkmüştüm. Bir tarafım git ve gör derken bir tarafım da korkuyor ve gitme diyordu.
O gece biraz korkarak biraz da heyecanla uyumaya çalıştım. Sanki yatmamla kalkmam bir olmuştu. Annemler kahvaltı sonrasında alışverişe çıkacaklarını söyleyip çıktılar. Çıkarken de saat 15.00 gibi geleceklerini ve beraber yemeğe gideceğimizi söylediler. O dakikaya kadar acaba annemler sürpriz mi hazırladılar diye bir düşünceye kapılmıştım ama geleceklerini söyledikleri için içimi yeniden bir heyecan kapladı. Demek ki başka biri bırakmıştı bu notu.
Acaba o adrese gitmeli miydim? Heyecanıma yenik düşmüştüm ve annemi arayarak onlar gelene kadar dışarı çıkıp hemen geri geleceğimi söyledim. Bu arada notta yazan adresi de navigasyondan sorgulattım. Neyse ki yürüme mesafesiymiş. Güzelce giyindim ve her ihtimale karşı annemlere gideceğim yerin adresini yazarak bıraktım.
Hızlı hızlı yürüyordum ve bir yandan da neler olacağını bilemediğimden panik yapıyordum. Nabzım iyice artmıştı ve sanki nefes alamıyordum. Söylenen adrese gelmiştim. Daha önce hiç gelmediğim ve görmediğim bir evdi. Kapıda anahtar bırakılmıştı. Çok ürktüm ve açmadan geri dönmek için adım atmıştım ki kapı açıldı ve büyük bir ses yükseldi. Başımdan aşağı konfetiler yağıyordu. Ve büyük bir kalabalık bir ağızdan doğum günümü kutlayıp alkışlıyordu. Heyecan, korku, mutluluk ve panik o anda yaşadığım duygulardı.
Bir süre sonra kendime geldiğimde annemin, babamın, bazı akrabalarımın, arkadaşlarımın ve öğretmenlerinin orada olduğunu fark ettim. Aslında orası da çok sevdiğim bir öğretmenimin eviymiş ve bu fikir de kendisinden çıkmış. O kadar mutluydum ki tarif bile edemem. Her yer süslenmişti ve salondaki masada kocaman bir pasta vardı. Üzerinde de arkadaşlarımla olan bir resim. Yine büyük bir heyecanla pastamı kestim ve hediyelerimi açtım.
Sonra kısa bir konuşma ile herkese çok teşekkür ettim. Benim için unutulmayacak bir anıydı. Konuşmam bittiğinde babam da bana dönerek teşekkür etti. Kimse neden olduğunu anlayamamıştı ama kendisi hemen açıkladı. Her ne kadar heyecanıma yenik düşerek o adrese gitsem de kapıdaki anahtar ile içeri girmeyip kendimi koruduğum içindi. Sanırım bu da o günün sonunda çıkartılacak bir dersti ben ve arkadaşlarım için. Hayatımdaki herkes iyi ki var.