Bir gün evde oyuncaklarımla oynarken aklıma üç gün sonra verilecek ödev geldi. Yarın çok işim olacağı için o ödevi şimdi yapacaktım. Ödev bir hafıza oyunuydu. Ödevi iki saattir yapmaya çalışıyordum ama bir türlü yapamıyordum. Hemen okula gider gitmez matematik hocasından yardım istedim ve cevaplarını söylemesini istedim ama o “Şimdi söyleyemem, derste hepinize anlatırım.” demişti. Matematik dersi geldi ve hoca “Çocuklar verdiğim hafıza oyununu kim yapabildi?” diye sordu. Sınıftan kimse elini kaldırmamıştı, ben bir daha ödeve baktım ve bu oyunun şaşırtmacalı olduğunu fark ettim. Meğer zihnim bana bir oyun oynuyormuş. Ben bunu fark eder fark etmez parmağımı kaldırdım. Herkes çok şaşırdı çünkü benim bu ödevi yapamadığımı sanmışlardı. Ben tahtaya çıktım ve “Arkadaşlar bu soru şaşırtmacalı, aslında bu soruların bir cevabı yok.” demiştim ve sınıftan “Hıı, şimdi anladım.” diye bir ses gelmişti. Öğretmenim bana “Tebrikler oğlum, sınıfta bunu sadece sen fark ettin. Aferin sana.” demişti. Evdekilere de gösterdim ve onlar da bana “Aferin oğlum.” demişlerdi. Ben de artık ödevlerimi daha önceden ve daha dikkatli yapmaya başlamıştım.
ZİHNİMİN OYUNU
(Visited 44 times, 1 visits today)