Bütün insanların genel amacı olan iş hayatına atılma isteği, küçük yaştan başlamaktadır. İlk başlarda sokaklardaki bakkallarda daha sonrasında bir fırında başlayan iş serüveni yaş ilerledikçe ilgi duyduğumuz alanlara göre şekil almaktadır. Bir yandan işini severek ve ilgi duyduğu alanda işini yapan insanlar var iken bir diğer yanda maddiyat sıkıntısından veya aile baskısından sevmediği veya ilgi alanı olmayan işlerde çalışan insanlar mevuttur. Bunun yanı sıra yine maddi açıdan sıkıntı içinde olan ailelerde çocukların da işe girmesi söz konusudur. Her ne kadar toplum tarafından çocukların küçük yaşta çalışması hoş ve doğru görülmese de onların hala iş yerlerinde veya küçük yerlerde çalışmaları gerçeğini yok edememektedir.
Çalışan çocuklar son yıllarda gelişen tüm ülkelerde olduğu gibi, Türkiye’de de ciddi bir sosyal sorun olarak gündeme gelmektedir.1 Uluslararası Çalışma Örgütü’nün dünya genelinde ve Türkiye’de ise Türkiye İstatistik Kurumu ile birlikte gerçekleştirmiş olduğu çalışmalar sorunun uzun yıllar boyunca devam edeceğini göstermektedir. Çalışan çocuklar sorununun kökeninde ekonomik, kültürel, ailesel ve eğitsel gibi birçok neden yatmaktadır. Bu nedenle sorunun çözümünde en önemli görev başta hükümetlere düşmekteyse de hükümet dışı kuruluşlara ve özellikle de bu kuruluşlar arasında yer alan sendikalara da önemli görevler düşmektedir. Sorunun çözümünde rol oynayan katılımcı sayısı ne kadar yüksek olursa sorunun çözümünde de başarı yakalama şansı da o derece yüksek olacaktır.
Çalışan çocuklar sorunu çok kapsamlı bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. . Bu derece geniş kapsamlı bir sorun ise bağımlı çalışma ilişkilerini konu alan İş Hukuku’nun yanı sıra, diğer hukuk dallarını ve hatta çocuklarla ilgili diğer bilimleri göz önünde bulundurmayı gerektiren bir çalışma yapılmasını zorunlu kılar. Ancak böylesine bir çalışmanın ise ucu açık ve birbirinden kopuk bir yapı taşıyacağı ileri sürülebilir. Bu nedenle çalışma yapılan konunun sınırlandırılması bir gereklilik arz etmektedir. Yapılan çalışma, çalışan çocuklar kavramı içerisinde yer alan ve bir işveren nezdinde, iş akdine dayanarak çalışan çocukları ele almaktadır. Çalışmada, öncelikle çocuk kavramına yer verilmiş ve bu kavramdan yola çıkılarak çocuk işçiliğinin anlamı ile bu işçilerin genç işçilerden farkı elden geldiğince açıklanmaya çalışılmaktadır.
Kökeni uzun yıllar öncesine dayanan ve kronikleşmiş hale gelen bu soruna, günümüzde başta uluslararası ve bölgesel belgeler ile insan hakları boyutunda çö- züm bulunmaya çalışılmaktadır. Asıl amaçlanan çocuk işçiliğinin tamamen son- landırılması iken bu kısa vadede mümkün gözükmemektedir. Bu bağlamda toptan yasaklama yerine çocukların ekonomik sömürüye ve her türlü tehlikeli işte ya da eğitimine zarar verecek ya da sağlığı veya bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaksal veya toplumsal gelişimi için zararlı olabilecek nitelikte çalıştırılmasına karşı korunması amacıyla düzenlemeler öngörülmektedir. Bu düzenlemeler ile belirli yaştan küçük- lerin çalıştırılması yasaklanmakta ve küçük işçilerin çalışma koşulları büyüklere göre farklılaştırılması gerekmektedir.