Zamanla Küreselleşen Dünya

Hepimizin bildiği gibi küreselleşmenin bireyler ve toplumlar üzerinde birçok etkisi bulunmaktadır. Bunlardan belki de en önemlisi ekonomik alan. ABD doları ve euronun uluslararası ticarette ortak para birimi olarak kullanılması bunun sonuçlarından biridir. Peki bu para birimleri ticarette neden bu kadar etkili? Bir para biriminin değeri, ülkenin siyasi gücünün, ekonomisinin ve üretim kapasitesinin büyüklüğü ile ilgilidir. Yirminci yüzyıldan itibaren ABD’nin bir dünya gücü olması nedeniyle dolar çok güçlü bir para birimi haline geldi. Ayrıca, yirminci yüzyılın sonunda, birçok Avrupa ülkesinin birleşmesi ve ortak bir para birimi olarak Euro’yu kuran Avrupa Birliği’nin oluşması nedeniyle euro, değerli bir para birimi haline geldi. Küreselleşmeye bağlı olarak, uluslararası ticaret hacmi önemli ölçüde artmıştır. Ülkeler ve şirketler başka ülkelere mal ve hizmet satmaya başlayınca sonraki yıllarda satış yaptıkları ülkelerde de iş yapmaya başlarlar. Böylece çok uluslu şirketler ortaya çıktı. Şirketler, bu ülkelerde işyerleri ve fabrikalar kurarak diğer ülkelerin ekonomilerine de katkıda bulunurlar. Birincisi, bu ülkelerde istihdam olanakları sağlıyorlar. Bizim gibi işsizliğin yüksek olduğu bir ülke için bu önemli bir katkı. Bu şirketler de vergi ödeyerek ülke ekonomisine fayda sağlıyor. Ancak yabancı yatırımcıların ülkeye girişi istikrarlı ve güvenli bir yapı gerektirmektedir.

Sosyal bütünleşmenin tanımı olarak küreselleşmeye kimse itiraz etmemiştir. Bunun gibi bir tanım bularak her ikisini de dahil ediyoruz, bu yüzden bu iki tanım etrafında toplanan herkesi birbirinden bağımsız olarak bir araya getiriyoruz, bu da problem çözmemizde karşılaştığımız en büyük engelleri ele almamızı sağlıyor. Bu konudaki kafa karışıklıklarından biri de süreç.İnsan hakları, demokrasi ve yasal engellerin olduğu bir ortamda, güvensizlik nedeniyle hiçbir yabancı sermaye yatırım yapmaz. Bu nedenle ülkemize daha fazla yatırımcının gelmesi için öncelikle bu uluslararası standartları karşılayan siyasi ve ekonomik bir ortam oluşturmalıyız. Bundan sonra yabancı sermayeyi çekmek için bazı teşvikler verilebilir. Örneğin fabrika kurmak için arazi tahsis edilebilir veya belirli bir süre için vergi indirimleri sağlanabilir. Bu sayede yeni yatırımcılar kazandırılmakta ve ekonomimiz bu durumdan faydalanabilmektedir. Öte yandan yabancı firmalar benim ülkemde üretim yaparken sadece iç piyasaya satış yapmaya odaklanmıyorlar. Hepimizin bildiği gibi Türkiye’nin jeopolitik konumu çok önemli. Ülkemizin Asya ve Avrupa’nın kavşağında yer alması, Türkiye’yi cazip bir lojistik merkez haline getiriyor. Dolayısıyla kıtalararası ticaret yapan firmaların Türkiye’de üretim üssüne sahip olmaları daha hızlı ticaret yapmalarını sağlayacaktır. Bu durumu olabildiğince avantaja çevirmeliyiz.

Yabancı yatırımcıların ülkemizde faaliyet göstermesi küreselleşmenin doğal bir sonucudur. Hedefimiz, ekonomimizi geliştirmek için doğru planlama ile mümkün olan en yüksek faydayı sağlamak olmalıdır. Sonuç olarak küreselleşmenin ulusal yapılar üzerinde olumlu veya olumsuz birçok etkisi olmuştur. Devletleri daha da birleştireceğini öne sürenler dışında, devletin farklılıklarını dile getireceğini söyleyenler de olmuştur. Bu noktalar tartışılmazken küreselleşmenin hayatımızın her alanına müdahale ettiğini unutmamalı ve insanlığı her zaman iyiye ve iyiye yönlendirmeliyiz.

(Visited 140 times, 1 visits today)