Her zaman olduğu gibi sabah 7.30 alarmına uyanmştım. Ama bu sefer her zamankinden farklı olan bir şey vardı. Bu sefer fazla heyecanlıydım. Akşam 8 de Londra’ya uçağım vardı ve daha önce hiç yurt dışına çıkmamıştım.
Yüzümü yıkadım, dişlerimi fırçaladım, ve kahvaltı yapmak için ailemin yanına gittim. Hepsinin yüzünde bir burukluk vardı sanırım gideceğim içindi. Her ne kadar heyecanlı olsam da bende onlardan ayrı kalacağım için üzgündüm. Mutsuz ve birazda donuk bir sesle hadi ama siz böyle yapınca tüm gitme hevesim kaçıyor beni de üzüyorsunuz dedim. Annem cevap verdi. Ne yapabilirim kızım senden ilk defa bu kadar ayrı kalacağım içim hiç rahat değil. Aslında haklıydı ondan hiç bu kadar ayrı kalmamıştım benim için de zor olacaktı. Çok uzatmadan yukarı çıkıp valizime son bir kez daha göz ucuyla baktım bir eksik yok gibiydi. Havaalanında alışveriş yapacağım için yola şimdiden çıkacaktım. Annemlerle vedalaştım onu son bir kez koklayıp öptüm ve hüzünle taksiye bindim. Evden uzaklaştığımda içime hüzün doldu aileme ne kadar bağlı olduğumu farkettim. Onlarla olan anılarım gözlerimin önünden geçiyordu ki taksi birden şiddetle durdu. Birine çarpmıştık ve yerde yatıyordu. Kendime gelemedim öylece dona kalmıştım. Kendimi toparlayıp arabadan indiğimde çarptığımız kişiye baktım. Kıvranıyordu, acı çektiği her halinden belliydi. Onu taşıyıp arabaya koyduk. Hastaneye gitmeye başladık. Yolda biraz daha iyiydi konuşmaya başlamıştı sadece bacağım diye söyleniyordu. Geldik ve hastaneye girdik adamı kontrollerini yapmak için içeri aldılar. İçimde annemlerden sonra kalan hüzünün üstüne bu da eklenmişti. Kendimi çok kötü hissediyordum rüyada gibiydim. Doktor içerden çıktı durumunun iyi olduğunu sadece bacağında kırıklar olduğunu söyledi. İçeri girip adamın yanına oturdum ve ondan özür diledim. Sizin bir suçunuz yok hanımefendi ne kadar panik olduğunuz yüzünüzden belli kazaydı ve atlattık dedi. Ne diyeceğimi bilmiyorum çok geçmiş olsun sadece kendimi kötü hissediyorum dedim. Adam tekrarladı hayır hanımefendi lütfen kendinizi kötü hissetmeyin ben iyiyim ufak kırıklarla atlattım dedi. Tek bildiğim bir an önce burdan ayrılmak istediğim ve artık sorunsuz bir şekilde havalimanına gitmek istediğimdi. Gözlerimi kapattım derin derin nefes alıyordum.
Her şey çok hızlı geçti gözlerimi açtığımda havalimanındaydım. Gerçekten bu noktada olduğuma artık şükredecektim fazla yorucu bir gündü ama sonunda bitmişti artık gerçekten bir Londra yolcusuydum. İçimde kalan tek hüzün ailemden ayrı kalacak olmamın verdiği hüzündü.