Milattan önce 7. Yüzyılda Lidyalılar tarafından icat edilen, alışveriş esnasında takas işlevinde kullanılan para şu an insanların statüsünü belirlemek için kullanılan bir birim halline geldi.
Paraya sahip olmak birçok insanın hayallerini süsleyen bir durum bazı insanlar için ise bir amaç.
Paraya sahip olunca istediğimiz çoğu şeyi yapabileceğimiz bir yalan veya rivayet değil:
Bir davayı kazanmak için çok iyi bir avukat tutmak için ya da hâkime haksızlık yapması için rüşvet vererek kullanılabilir.
Veya size insan, saygı, mücevher, ev ve daha nicelerini satın alabilir.
Fakat bu çeşitli ayrıcalıkların yanında da birtakım dezavantajlarda çok doğal bir şekilde var.
İnsanlar bulundukları konumlara çok kolay şekillerde uyum sağlayabilirler bu yüzden kavuştuğunuz bu ayrıcalıklar sizin kimliğinizin kaybolmasına sebep olabilir ve olacaktır.
Yeni sizi yeni kişiliğinizi para şekillendirir başka insanlara dünyaya olan yaklaşımlarınız, davranışlarınız sahip olduğunuz para miktarına göre değişir.
Sizden daha düşük statüde olan insanlara sahip olduklarınızı göstermek ve onların sizin sahip olduğunuz şeylere sahip olmak isteyip sahip olmadıklarını bilmek sizi güçlü hissettirir ve cesaretlendirir, bu sebepten ötürü onları yavaş yavaş kendi egonuzu tatmin etmek için ezmeye başlamanızı sağlar.
Fakat yaşamın da bir sonu olduğu gibi her şeyin bir sonu vardır ve ne kadar büyükse o kadar hızlı küçülür.
Daha fazla paraya sahip olmanız sahip olduğunuz parayı daha hızlı kullanmanızı sağlar ve sonucunda daha hızlı tükenir.
Bu insanların gözünde sizin statünüzün düşmesini sağlar girdikçe haklarını yediğiniz egonuzun altında çiğnediniz insanlarla aynı statüye hatta onlardan daha düşük bir statüye sahip olursunuz ve sizin onlara yaptığınızı onlar size yapmaya başlar bu yavaş ama etkili bir biçimde sizi kendinize yani ilk baştaki konumunuza geri döndür.
Sonucunda Bill Gates’in söylediği gibi cebinde para varken sadece sen kim olduğunu unutursun, cebinde para yokken tüm dünya senin kim olduğunu unutur.