Herkese merhaba yine ben. İlk başta hepinizin yeni yılını kutluyorum umarım gönlünüzce geçer.
Bugün sizlere Nazilerin Toplama Kampları, Deneyleri ve bu deneyleri yapan doktorlar hakkında bilgi vereceğim. Nazi dedik de nedir Nazizm? Nazizm, iki Dünya Savaşı arası dönemde Almanya’da görülen ve faşizmin bir türevi olan siyasi düşünce veya harekettir. Yani ne kadar Nazilerin siyasi partisi Nasyonal Sosyalist Parti diye geçse de kesinlikle sosyalist değillerdi. Nazizm pek çok açıdan aynı dönemin İtalya’sındaki Mussollini’nin Faşizmini andırır. İkisinde de fedakarlık ve disiplin yani askeri güç ön plandadır. Ancak Nazizm Faşizme benzediği kadar bir o kadar da farklıdır. İtalya’nın Faşizminde Irkçılık yoktur ancak Alman Nazizm’inde Almanya sınırları içinde sadece Alman ırkından olanlar Alman sayılırdı ve mükemmel ırk olan Almanların mükemmel bireylerini ortaya çıkarma için yapılan deneyler, işkencelerin hepsine Holocaust Projesi adı verildi. Proje Holocaust Hitler’in dolasıyla Nazizm’in en temel amacıdır. Burada Hitlerin Yahudilere karşı propagandası devreye girdi ve Halkı da arkasına alan Hitler Yahudileri Auschwitz-Birkenau, Mauthausen-Gusen, Thereseinstadt vb birçok toplama kamplarına tabiri caizse tıktı. Şimdi onlardan en ünlü olanı Auschwitz’le ilgili bilgi vereceğim.
Auschwitz-Birkenau Nazi Almanyası tarafından kurulmuş olan en büyük toplama kampı ve imha kampıdır. Polonya’nın Krakow kentinin 60 km batısında kalan kamp şu an UNESCO Dünya Mirası listesindedir. Buraya Avrupa’dan 1,3 milyon insan yerleştirilmiştir. Bunların, 1 milyonu Yahudi olmak üzere 1,1 milyon insanın öldürüldüğü düşünülmektedir. Yaklaşık 900.000 kişi kampa geldikleri anda doğrudan gaz odalarına gönderilmiş ya da vurularak öldürülmüştür. Kalan 200.000 kişi, hastalık, eksik beslenme, kötü muamele, tıbbi deneyler, gaz odaları vb nedenlerle ölmüştür. Bu kampta sadece Yahudiler değil Romanlar, eşcinseller, engelliler başta olmak üzere Nazilerin düşman ilan ettikleri gruplar da işkencelerden geçirilmiştir. Bazen tamamı doğrudan gaz odalarına gönderiliyor, bazen de hasta, zayıf, yaşlı ve çalışamayacak durumda olanların ayıklanması süreci yaşanıyordu. Bu ayıklama işlemini genellikle, caniliği ile tanınan kamp doktoru Josef Mengele yönetmiştir. Auschwitz’de toplam 6 gaz odası ve 4 yakma odası bulunmaktaydı ve bu tesis sanki normal bir fabrikaymış gibi hayvan pisliği dolu vagonlarla gelen kurbanların ilk gördüğü giriş kapısındaki “Çalışmak İnsanı Özgürleştirir” yazısıydı. Auschwitz aynı zamanda I.G. Farben firması için sentetik benzin ve sentetik kauçuk üreten bir tesisti. Diğer bir büyük Alman firması Krupp’un da Auschwitz’in hemen yakınında fabrikaları vardı. Bu firmalar Nazi yöneticilere her işçi için kira ödüyor, dolayısıyla Naziler esirler üzerinden gelir elde ediyorlardı.
O kadar deney dedik. Bu deneylerin kayda geçenlerini 3 kategoride sıralayabiliriz.
1. Kategori: Bu deneylerin birincisinde Dr. Sigmund Rascher tarafından Dachau’da, Alman Hava Kuvvetleri için oksijenli ve oksijensiz atlamalardaki farklılıkları gözlemlemek için düşük irtifa odalarını kullanarak zarar gören uçaklardan personelin atlayabileceği üst sınırı bulabilmek için yüksek irtifa deneyleri yapmıştır. Deney sonunda kullanılan 200 mahkumun 80’i deney sırasında, geri kalanları da deneyden sonra öldürülmüşlerdir. Dr. Sigmund Rascher, Hipotermi için etkili bir tedavi yöntemi bulmak amacıyla sözde dondurma deneyleri yürütmüştür. Aslında asıl amaç 2. Dünya Savaşında, Kuzey Buz denizinde düşman atışlarına maruz kalan Alman pilotların soğuk suda kaç dakika hayatta kalabileceklerini öğrenmektir. Bu amaçla Dr. Sigmund Rascher önce Dachau’da daha sonra Auschwitz’de bu soğuk ortamı kurarak toplam 300 denek kullanmıştır. Fakat yapılan deney, deneklerden 80-90’ının ölümüyle sonuçlanmıştır. Ayrıca Dachau’da, Dr. Hans Eppinger tarafından Romanlar üzerinde deniz suyunun içilebilmesine ilişkin çeşitli yöntemleri bulmak için deneyler yapılmıştır. Deniz suyu hiç değiştirilmeden deneklere verilmiş, 6-12 gün içerisinde deneklerde ciddi fiziksel patolojiler ve ölümler gözlemlenmiştir. Hatta denekler o kadar dehidre olmuşlardır ki, bir damla su için yerleri yalamışlardır.
2. Kategori: İkinci kategori ise, Alman Askeri İşgalci Personelinin sahada karşılaştığı yaralanma ve hastalıklara çare bulabilmek için ilaçların ve tedavi yöntemlerinin geliştirilmesi ve denenmesini kapsamıştır. Nazi doktorları deneklerin Akciğerlerine Tüberküloz basili enjekte etmiş ve gelişim evrelerini kaydetmiştir. 200 Yahudi esir, bu hastalık deneyleri sonucu ölmüştür. Buchenwald’de bir araştırma ekibi fenol, benzin ve siyanür bileşimiyle Rus mahkumlar üzerinde infaz denemeleri yapmışlardır. Deneylerde ilaç enjekte edildikten sonra Rus deneklerin ölüm hızları ölçülmüştür. Ravensbrueck Kampı, kemik greflemesi deneyleri ve kısa zaman önce geliştirilen Sülfa (sülfanilamid) ilaçlarının etkinliğinin denendiği yerdir. Aslında sülfanilamid deneyleri Alman Kuvvetler’inin 1941-1943 yıllarında gazlı kangrene bağlı çok ağır kayıplar vermesi nedeniyle araştırılmaya başlanmıştır. Sülfanilamid yaralanmalardan sonra oluşan enfeksiyonlarda bir tedavi yöntemi olarak hatta bir devrim niteliğindedir. Öncelikle sağlıklı Yahudi denekleri üzerinde savaş yaraları açılarak bu yaraların Kangren ve Tetanoz olmaları sağlanmış ve bu açık yaralarda “Sülfanilamid” kullanılarak tedavi evreleri izlenmiştir. Natzweiler ve Sachsenhausen’de ise, esirler olası antidotları test etmek için fosgen ve zehirli hardal gazına maruz bırakılmışlardır. Yapılan deneylerin geneli, Alman askerlerinin savaş cephelerinde karşılaştıkları salgın hastalık ve yaralanmalarla şekillenen akut ve viral enfeksiyonların çözümlerini bulmaktır. Bu deneyler için, kamplardaki sahipsiz esir Yahudi ve Romanların yanı sıra esir Rus askerleri de kullanılmıştır.
3. Kategori: Tıbbi deneylerin üçüncüsü ise, Nazi dünya görüşünün ırki ve ideolojik öğretilerini iletmek için yapılmıştır. Bu deneylerin en ünlüsü Auschwitz de, Dr. Josef Mengele’nin ikizler üzerinde yaptığı deneylerdir. Dr. Josef Mengele, Yahudi cüceler ve tek yumurta ikizleri üzerinde yaptığı deneylerle saf Aryan ırkından olan Almanların çoğalarak dünyada hakimiyet kurmaları için çoklu doğumları incelemiştir. Kullanılan deneklerden 1000 çift ikizin sadece 200 ü hayatta kalabilmiştir. Ayrıca Werner Fishcher’in Sachsenhausen’de yaptığı gibi farklı ırkların hastalıklara karşı ne tepkiler verdiğini araştırmak üzere Romanların üzerinde serolojik deneyler yapmıştır. Strasborg Üniversitesi’nden August Hirt araştırmasında, Yahudilerin ırksal olarak aşağılık oldukları gerçeğini ortaya koymayı hedeflemiştir. Nazilerin, ırklarla ilgili hedeflerinde ilerleme kaydetmeyi amaçladıkları diğer korkunç deneyler ise öncelikle Auschwitz ve Rawensbrueck’te yapılan bir dizi kısırlaştırma testidir. Bu kamplardaki bilim adamları, Yahudilerin, Romanların ve Nazilerin üzerinde çeşitli üreme ve kısırlaştırma deneyleri yaparak istenmeyen ırkların nasıl toplu olarak kısırlaştırılabileceğini tespit etmeye çalışmışlardır.
Savaştan sonra bu doktorlar “Doktorlar Davası” olarak bilinen duruşmada yargılanmışlardır. Bu dönemde yapılan insan deneylerinin; İdeolojik, Askeri ve Tıbbi amaçlarla yapıldığı savunulmuştur. Nazi doktorları bu deneyleri bilimin geliştirilmesi için yaptıklarını savunmuş ve bunun mantıklı bir akıl yürütme yöntemi olduğunu düşünmüşlerdir. Doktorların düşünceleri ve Nazi Almanya’sının siyasi fikirleri birbiriyle uyuşmaktaydı Saf ırk için deneyler yapan Nazi doktorları aynı zamanda Nazi Almanya’sının ideolojik olarak Yahudilere uyguladıkları soykırıma da önayak olmuşlardır. Yukarıda belirttiğimiz gibi Nazi doktorlarından en ünlüleri olan Dr. Josef Mengele ve Dr. Sigmund Rascher özellikle aşağılık ırk olarak gördükleri Yahudiler ve Romanlar üzerinde yaptıkları deneylerle vahşetin kelime anlamına kendi isimlerini kazımışlardır.
Nazi doktorlarla ilgili genel bi bilginiz oluşmuştur artık, ben sadece en korkunç olan 10 isimi sıralayacağım kendi fikirlerime dayanarak okul blog sayfası olduğu için bu isimlerle ilgi sadece genel bilgi vereceğim psikolojiniz sağlam kaldıysa başka bir sekmede bu isimleri araştırabilirsiniz.
En Çılgın 10 Nazi Doktor
10-Herta Oberheuser: En ünlü işkenceciler sadece erkek olucak diye bir kaide yok. Bu hanımefendinin en sevdiği işkence kurbanlarının açık yaralarına bakteri enjekte etmek veya farklı cisimler sokmak ve sonrasında kurbanı incelemekmiş.
9-Friedrich Mauz: Aktion T4 (zorla ötenazi) programının başındaki isimdir. Asıl bilim dalı Psikiyatridir. Aslen Nazizmi sevmezken şartlar gereği işini yapıyormuş. Ne diyelim ekmek parası işte.
8-Hans Eisele: Orduya ilk katıldığında nezaketinden dolayı “Melek” lakabını alan Eisele daha sonra Buchenwald kampına atanınca lakabını “Butchenwald Kasabı” olarak değişti. Anlayın artık nasıl adamlarla uğraşıyoruz.
7-Klaus Schilling: Döneminin önde gelen tropikal hastalıklar hekimidir (Böyle bişey de varmış). Dachau’da kurbanlarını sivrisinek dolu bir odaya koyup Kuzey Afrika’dan getirdiği farklı hastalıkları enjekte etmeyi severmiş.
6-Hubertus Strughold: Nazi Almanya’sında Hitler’in en sevdiği doktorlardan biriyken II. Dünya Savaşı sonrası Amerika’da çalışmaya başlamıştır.
5-Enno Lolling: Koğuşlarda “Aylık Temizlik” adını verdiği katliamlar yapardı, en sevdiği zehirler arasında morfin ve alkol vardı. İnsanların dövmelerini yüzer ve adını yazmaya çalışırmış.
4-Joachim Mrugowsky: Ordudaki görevi “temizlikçi” olan bu doktorun aslında hijyenle uzaktan yakından alakası yok, tabii ırksal temizlemeyi saymazsak.
3-Albert Widmann: Gaz odalarında kullanılmak üzere Zyklon B ve kimyasal olarak işlenmiş karbonmonoksit gazlarını geliştiren manyak kimyager.
2-Friedrich Wegener: Kendileri tam bir Naziydi Hitler başa geçmeden önce bile çoğu bilim adamının aksine Nasyonal Sosyalist Partiye üye idi. 2000 yılında Nazi kimliği keşfedilmeden önce dünyaca tanınmış ve hatta ödüllü bir kimyagerdi. Hatta “Wegener Granülomatoz” adında kendi adını taşıyan bir hastalık dahi vardır. Kim hastalığında olsa da Nazi adı taşımak isterki(Neo-nazist değilse)
1-Eugen Fischer: Kendileri toplama kamplarını keşfeden kişidir. Sağlam Nazistti ve hükümet tarafından istediği gibi deney yapma gibi ayrıcalıklara sahip olacak kadar Hitler tarafından seviliyordu.
Eğer psikolojiniz kaldıysa bir sonraki yazımda görüşmek üzere.
Kaynaklar:
Wikipedi.org
makaleler.com
listverse.com
tarihiolaylar.com