Babaannemi ziyarete gidiyordum. Durumumuz fazla iyi değildi. O yüzden 7 km yolu yürüyerek gidiyordum. Babaanneme vardığımda onu haberlere bakarken gördüm. Beni görünce çok sevinmişti. Sarıldıktan sonra biraz sohbet ettik. Televizyondaki bir reklam ikimizin de dikkatini çekmişti. Büyük bir ödülü olan bir piyangodan bahsediyordu. Üstelik katılmak için bir ücret de verilmiyor. Ödülün 1 milyar Türk lirası olduğu yazıyordu. Hemen başvuru için adresi aradım ve çekilişe katıldım. Babaannemle biraz daha sohbet ettikten sonra eve döndüm. Ev telefonuna bildirim gelmişti. “Tebrikler! Büyük ödülü kazandınız.” Gerçekten büyük ödülü mü kazanmıştım? Hemen aileme söyledim. Onlar da çok mutlu oldular. Paramı almak için gittiğimde herkes bana bakıyordu. Herkes zenginim diye benimle konuşuyordu. Her şey çok hızlı gelişti. Kendime geldiğimde, aklım daha düzgün çalışır hale geldiğinde havaalanındaydım. Bir dakika, ben madem zenginim, sınırsız alışveriş yapabilirim. Hemen uçakla dünyanın en büyük AVM’sine gittim ve ne istersem aldım. O günüm çok güzel geçti. Eve gittiğimde yatağıma yattım ve uyudum.
Sabah uyandığımda tüm paralarımın gitmiş olduğunu gördüm. Ama ne, niye, nasıl, niçin? Olamaz! Nasıl da tüm param bir anda yok olmuştu. Etrafımdaki insanlar da param gittiği için beni umursamaz olmuştu. Ah şu insanlar! Demek zenginliğin kaderi buymuş.