Güneşli bir gündü. Ben yeni okuluma başlamıştım. Yeni okuluma gitmek için sabırsızlanıyordum. Yeni arkadaşlar, yeni çevre ama bir andan da üzülüyordum eski arkadaşlarımı özleyecektim. Yeni okuluma varmıştım. Yeni arkadaşlarımla tanışmıştım eski okuldan 2 tane arkadaşım vardı. Ortama çabuk alışmıştım. Okulun ilk haftası olduğu için bir kaynaşma partisi düzenlenecekti. Kaynaşma partisi Çarşamba günüydü. Benim Çarşamba maçım vardı. Bu yüzden gidemeyecektim. Ben profesyonel basketbolcuyum ve önemli bir maçtı. Ama ben bu partiye gitmeyi çok istiyordum. Bunu düşünerek eve gitmiştim. Ama partinin saati daha belli değildi. Partinin saati ertesi gün belli olmuştu. Partinin saati ile bizim maçın saati çakışıyordu. Ben partiye gitmeyi tercih etmiştim, ilk maçımızdı ama kola bir maç olmasını bekliyorduk. En az 50 sayı fark atardık. Ligin en zayıf takımlarından biriyle oynuyorduk. Ve biz de iyi takımdık. O gün gelmişti. Partiye gidiyorum diye şık giyinmiştim. İşte okula heyecanla gitmiştim. Maçı zaten kazanacağımız için çok da önemsemiyordum. Okula gitmiştim. Derslere girmişim ve normal bir gün gibi geçmişti. Okul bittikten sonra parti vardı ve parti başlamıştı. Partiye ünlü isimler bile çağrılmıştı. Benim çok sevdiğim şarkıcılardan Tarkan gelmişti. Tarkan sahneye çıkıp, şarkı söylemişti. Ondan sonra sahneye çıkan sanatçılar da çok ünlüydü. Tam istediğim gibi bir parti oluyordu. Bütün starlar oradaydı. Partinin yarısında maçı sordum. Telefondan arkadaşlarımdan biriyle konuştum ve maçı kaybettiğimizi söyledi. Ben en başta inanamadım. Birisi bana böyle bir şeyin olacağını söyleseydi imkansız derdim. Sonra telefonu kapatıp partiye devam etmiştim. Moralim bozulmuştu.’ Nasıl olur’ dedim kendi içimden. Sonra bir arkadaşımın babası maçı çekmişti. Arkadaşım bana maç kaydını attı. Ben maçı izlerken o kadar sinirlenmiştim ki partidekiler gelip geçip, ‘Neler oluyor?’ diye soruyorlardı. Maçı izlediğimde sinirden yarısında kapattım. Çok kötü oynamıştık. Bundan sonra maçların hepsine gidecektim. Ama en azından parti güzeldi. Parti çok geç bitmişti. Ben de eve çok geç varmıştım. Kapıyı sessizce açmıştım. Babam çoktan uyumuştu. İçeri girdiğimde annem hala ayaktaydı, ‘ Neredeydin oğlum?’ diye sordu. Ben de anneme; ‘Partideydim’ dedim. Hatta ona söylediğimi söyledim. Annem; ‘Parti bu saate kadar sürdü mü?’ diye sordu. Ben de geç biteceğini söylemiştim. Sonra annem, ‘Tamam uyu.’ dedi. Sonraki gün bizim takıma sorduğumda, çok küçümsediklerini, bu yüzden kaybettiğimizi söyledi. Çok kötü bir takımla da oynuyor olsan, o takımı küçümsememen gerek. Bu sadece basketbolda ya da sporun herhangi bir dalında değil, hayatın her alanında unutulmaması gereken bir ders oldu bana. Hiçbir konuda, hiç kimseyi küçümsememek gerektiğini öğrendim.
Beklenmedik Olay
(Visited 20 times, 1 visits today)