En Büyük Jüri: El alem

Hayatımızın her döneminde bazı kararlar veririz ve bu kararlar verilirken etrafımızdaki insanlar ne der, diye düşünürüz. El alem baskısı dediğimiz şey tam olarak budur. El alem ne der, diye kararlarımızı uzunca süre sorgulamayı bıraktığımız gün kendimizi bir kuş gibi hafif hissederiz.

El alem duvarlarını yıkabilmek, hayatımızda kendimize yapabileceğimiz en büyük iyiliktir. Çünkü bu ne kadar önemsiz bir olgu gibi görünse de hayat kalitemizi olumsuz etkileyen bir durumdur. Herhangi bir kararı verirken hepimiz “Acaba etrafımızdakiler bu kararımızı nasıl bulur?” ya da “Ne der?” diye aklımızdan geçiririz. Aslında onları ilgilendiren bir durum da yoktur ama insanlar hayatımız üzerinde onların da söz hakkı varmışçasına konuşurlar ve bizi belki farkında olarak belki istemsizce negatif yönde etkilerler. Belki de biz o verdiğimiz kararla mutlu oluruz ama onların sözleri… İşte onların ne dediğini umursamadığımız ve kendi keyif aldığımız, mutlu olduğumuz, inandığımız eylemleri hayata geçirdiğimiz noktada çok daha özgür ve tam anlamıyla bir “birey” oluruz.

Her şey bir yana “El alem ne der?” kaygısı bazılarımızda sağlık sorunlarına bile neden olabiliyor. Uzmanların yaptığı bilimsel araştırmalar, negatif düşünceler ile yaşayan beynin daha çabuk yaşlandığını kanıtlıyor ve bu da bizim hayat kalitemizi oldukça düşürüyor. Attığımız her adımda “Acaba bu sefer ne diyecekler?” diye düşünmek çoğumuzu belki yaptığımız işten bile alıkoyarak uzunca süre meşgul etmiyor mu? Hatta bazı insanlar “Acaba başkaları ne der?” diye yapmak istedikleri şeyleri bile hayata geçiremiyor. Bu dünyada başkaları için yaşamadığımızın bilincine ulaştığımız zaman özgürleşip gerçek mutluluğu yakalamış oluruz işte. Sonuçta ne yaparsak yapalım çevremizin menfaatlerine karşılık verebilmemizin imkanı yoktur. Siz de başkalarının yaptığı yorumlar için değil, kendi mutluluğunuz ve özgürlüğünüz için yaşamaya bakmalısınız. Yoksa sağlığınızın bile gün geçtikçe farkında olmadan kötüye gittiğini görmek zorunda kalabilirsiniz.

Peki, el alem duvarını nasıl yıkacağız? Bu duvarları yıkmak için ilaç ise kişinin kendisidir. Duymadan ya da duymazdan gelerek yaşanılan sıkıntılara bir de çevredeki insanların dillendirdiği sorunları eklemeden yolumuza devam edebilmek en büyük başarıdır. Ve aslında hayata da bakıldığı zaman başarılı insanlar her zaman kendi istediklerini yapmış ve hiçbir zaman “Acaba el alem ne der?” kaygısıyla yaşamamıştır. Kendi isteklerinin peşinden giden ve kimsenin ne dediğini umursamayan ya da görmezden gelen insanlardır asıl başarılı olanlar.

Başkalarını dinlemek ve kendi isteklerini geri plana atmak kişinin kendine yaptığı en büyük
kötülüklerden biridir. Görüldüğü gibi mutlu ve başarılı insanlar dünyada başkaları için yaşamadıklarını bilenlerdir. Edip Cansever’in de dediği gibi “Başkalarının aklıyla yaşayanlar, kendi yüreklerine yabancılaşırlar.”

(Visited 240 times, 1 visits today)