Bozkırda Son Ağaç

Yalnızlık anlattığı duygu için ne kadar yetersiz bir kelime.

İnsanoğlu hissedebildiği her tür acı, sızı, hastalık için kelimeler türetmiş, sadece ‘yalnız’ kelimesini olduğu gibi bırakmış. Yalnızlık yalnız kalmış. Bir tek ona yüklenen anlam yeterli gelmemiş.

Bir zamanlar, küçüklüğünde baktığın ve gördüğün sihirli ve harika şehri bir yetişkin olarak bu sihrin asla olmadığını fark ettiğinizde hissettiğiniz histir yalnızlık kelimesine yükünü veren. Bu yalnızlık duygusu, birinin artık sana cevap, tepki veremeyeceğini, bir daha asla oturduğu yerde oturmayacağını bilmek ile aynı yalnızlık olabilir mi?

Eğer yalnızlık bir bahçe olsaydı, dünyada basacak yer kalmazdı.

Benim bahçeme ziyaretler kapalı: zaten tek bir ağaç var. Köklerinden yaşlandıkça çürüyen bu ağaç, kökleri hastalandığı gibi bedenen de yavaşça yok olmaya başlamıştır. Benim bahçemdeki çiçekler nadiren güneşe dönerler, başları eğik, kederlerinden yere bakarlar: bunu ziyaretçiler görmek istemediği için bahçenin kapısı her zaman kapalıdır.

Bu yalnızlık herkesin sahip olduğu ama nedense kimsenin asla göstermek veya başkalarında da görmek istemediği bir histir. Bu bir güvenlik açığı; başkalarından ve kendinden uzak tutacak bir şey. Yalnızlık fıçının dibindeki çürük elma: kaldırılmazsa başkalarını da çürütmeye başlar.

Yalnızlık, soğuk günlerde başıma bela olur. Sıcak günlerde aklımı kurcalar. Çarşamba günleri içimi acıtır, perşembe günleri konuşamamamı sağlar. Bütün acılarımı bir kelimede kapsar; bir daha göremeyeceğim dostlarım, on yıl sonra orada olmayacak manzaralar, bana hep yalnızlığı hatırlatır.

Bazen insan kalabalığı içinde kaçınılmaz bir yalnızlık hissi üstünüze gelebilir. Bu aynı hissi yatakta yatarken, caddedeki bütün ışıklar söndüğünde hissedebilirsiniz.

Yalnızlık, gelip giden bir arkadaş olabilir; kışın ziyarete gelir. Yalnızlık hayatınızdaki tek sabit olabilir. Yalnızlık elini tutan, ve sadece ona güvenmen gerektiğini söyleyen arkadaş olabilir. Yalnızlık, kurt kılığına girmiş bir koyun olabilir.

Yalnızlık aynı zamanda sizin uyandırma çağrınız olabilir. Sana tam olarak ne düşünmemen veya ne yapmaman gerektiğini gösterebilir.

Yalnızlık gün içinde seni gizlice takip eden ve ilk sessiz anda üstüne atlayan yılan gibidir. Yaz günlerinde erimesini durduramadığın, üstüne akıp kıyafetini kirleten dondurma gibidir bu yalnızlık. Yalnızlık bozulduğunu fark etmeyip içine ısırdığın badem, ve ondan sonra ağzını dolduran ekşi tattır.

Yalnızlık hayatın bir parçasıdır. Zihninizin daha önce dokunmaya cesaret edemediği şeyleri fark etmek ve bu korkutucu düşüncelerin üstesinden gelmektir. Yalnızlık, yüksekten önceki alçak, fırtına gelmeden önceki sessizliği yaşamaktır. Yaşadığımız zorluklardır, her şeyin kendi kendine düzeleceğini söylemekten başka yapabileceğimiz bir şeyin olmadığı durumlardır.

Yalnızlık her bireye özgü bir duygu veya histir. Birinin hissettiği yalnızlığı başka birine anlatması çoğu zaman hissin ne olduğunu kendisinin anlamasından bile daha zordur.

Yalnızlık bir sürü kişinin etrafında bulunmakla giderilebilecek bir duygu değildir. Yalnızlık ancak kişinin kendi içinde giderebileceği bir histir.

Yalnızlık kelimesine binlerce anlam yüklenebilir, yine de yalnızlık kelimesi yalnız kalır.

(Visited 60 times, 1 visits today)