Biz insanlar Dünya’ya gözlerimizi açtığımız andan itibaren öğrenme merakı ile yanıp tutuşuruz. İlk defa gördüğümüz bu manzarayı, hissettiklerimizi anlamlandırmaya çalışırız. Hayatımız boyunca da ilgimizi çeken her şeyi aynı şekilde; görür, merak eder, inceler ve öğreniriz. Büyürüz. Öğrenebileceğimiz şeylerin sayısı artar, öğrenmek istediklerimizse azalır. Günler geçer ve ne kadar çok öğrensek de hiçbir şey öğrenemediğimizi fark ederiz. Ne kadar okusak da daha fazla okumamız gerektiğini görürüz. Bu yüzden her şeyi öğrenme merakını bir kenara bırakır öğrenmek istediklerimiz ve öğrenebildiklerimiz üzerine yoğunlaşırız. Belirli bir alana yönelir ve öğrenmeye devam ederiz. Bu alışkanlığı toplu olarak bir rutin halinde yaptığımızda ise okullar işin içine girer. Belirli bir yaşa kadar beynimizi güçlendiren her alandan temel bilgiler öğrenir, ilgimizi çeken alanları bulur ve öğrenme alanımızı, üstüne koyup ilerlemek üzere daraltırız. Andre Maurois bu durumu “ Birçok şeyi orta derecede öğrenmektense, az şeyi tam öğrenmek daha iyidir.” diye açıklamıştır.
Zaman ve nesiller ilerledikçe keşfettiğimiz şeyler arttığı için yönelebileceğimiz alanlar artar ve eskiden öğrenilmesi lüks olan bilgiler temel bilgi haline gelir. Yaşadığımız çağ bu durumun en büyük örneğidir. Son birkaç yılda özellikle teknoloji üzerinde büyük gelişmeler olmuştur. Bu gelişmelerin, devamında daha da büyük faydalar sağlamaları için onlar hakkında daha çok bilgi sahibi olunması gerekir. Ne kadar çok insan bilgi sahibi olursa o kadar çok ilerlenir. Bir sürü insana bilgi sahibi olma imkanı sağlamak için ise , yapay zekada yapılan yenilikler sayesinde açılan “yapay zeka mühendisliği” gibi, keşfedilen her şey yeni bir alan yaratır.
Elon Musk’ın bu alan seçme yaşını azaltıp eğitimde daha farklı bir yol izleyen teknoloji okulu açtığı bilinmektedir. İleriye doğru atılan bir adım olduğu için bu tür okulların yaygınlaştırılmasını destekliyorum. Çağlar değişiyor ve eğitimde farklı bir yol izlemenin zamanının gelip geçtiğini düşünüyorum. Sadece teknoloji değil bizim sanata ve bilime özel destek veren okullara da ihtiyacımız var. “Bir şeyi öğrenmek için, her şeyden önce onu sevmek gerekir.” der Goethe. Sevdiğimiz ve hakkında her şeyi öğrenmek istediğimiz konular üzerine eğitim gördüğümüz zaman gerçek öğrenmenin etkisini Dünya’ya gösterebiliriz. Öğrettiği şeyi seven ve öğrendiği şeye ilgi duyan öğretmenler, öğrenciler olduğu sürece insanlık ışığı hep karşısına alacaktır. Elon Musk’ın bu projesi de bana göre bu tür insanları bir arada toplamak için iyi bir yol. Ayrıca teknoloji üzerine öğrenilmesi gereken bir dünya şey olduğu için okulun normal eğitimden farklı bir yol izlemesi de gayet anlaşılır ve ileriye dönük bir proje olduğunu kanıtlıyor.
Şu anda her ne kadar bir ilk gibi görünse de çok yakın bir gelecekte herkesin bu teknoloji okullarından mezun olacağı kanısındayım. Şimdi teknoloji ile ilgili meslekler ilginiz varsa yönelebileceğiniz bir seçenek olarak görülmekte. Fakat teknolojinin ilerleme hızına bakılırsa bu durum böyle kalmayacak. Kodlamayı, yapay zekanın temellerini bilmeyenlerin gelecekte yeri olmayacak. Dolayısıyla biz bu tür okulların yaygınlaştırılmasını desteklesek de desteklemesek de ileride herkes teknoloji hakkında temel bilgi sahibi olarak mezun olacak. Şimdi bir lüks ve ayrıcalık olarak görünen bu okul gereklilik olacak.