Merhaba, bu ayki konumda sizlere “Dokunduğunuz her nesnenin geçmişini bilmeyi mi yoksa hayvanlarla konuşabilmeyi mi isterdiniz?” başlıklı konuyu kendi düşüncelerime göre paylaşacağım.
Ben hayvanların hepsini çok seviyorum. Bir uğur böceğiyle bile saatlerce oynayabilir, onu sürekli elimde gezdirebilir, uçuşunu izleyebilirim ve tekrar elime konması için onu takip ederim. Hiç sıkılmadan onu gözlemleyebilirim.
Nesnelerden çok hayvanlarla ilgilenir ve onların benimle konuşmasını isterdim. Benim de evimde beslediğim beraber uyuduğum bir köpeğim var. Mesela o benimle konuşmasa bile ben onun ne demek istediğini gözlerimin içine bakmasından anlayabiliyorum ama dışarda gördüğüm bir köpeğin ne için havladığını ya da dışarda olmaktan, arkadaşlarından mutlu mu mutsuz mu olduklarını bilemiyorum. Oysa onlarla konuşabilsem duygularını ve düşüncelerini benimle paylaşsalar ben onların her sorununa kendimce çözüm bulmaya çalışırım. Aslında bu konu hakkında bir sürü film izledim, hayvanların konuşabildiği böyle çevrilmiş bir sürü film var. Benim kendi köpeğim bile konuşsaydı ne kadar süper olurdu, bütün duygu ve düşüncelerimi ona anlatırdım. Dosta ihtiyacım olmazdı, benim en iyi dostum evdeki köpeğim olurdu.
Bence hayvanların her türlüsü en iyi arkadaş ve yoldaş insanlara, bir de konuşabilseler sanırım insanlara gerek kalmazdı. Çünkü hayvanlar daha candan ve daha arkadaş canlısı.