Antik Roma, Avrupa’nın hafife alınamayacak derecede büyük bir kısmını hatta Asya’nın da “küçük” kısmını senelerce elinde tutarak kendi ideolojilerini empoze etmiştir. Vahşi ve sıra dışı tekniklerini bu topraklara yaydıkları, masum yerlilerin kültürlerine de zamanla işlendiği hepimizin bildiği bir gerçektir. Ardından, kabile olarak nitelendirdiğimiz yerliler, Roma etkisinden çıkarak kendi bağımsız topluluklarıyla tam olarak aynı metotlar sayesinde kültürlerini diğer topluluklara aktarır. Başka bir deyişle Avrupa sayesinde antik anlayışlar Dünya’mız üzerinde aynı bir virüs gibi yayılır. Bu düşüncelerden bir tanesi ise halkın benimsediği ikonik sembollerin güç gösterisi maksadıyla önünün kesilmesiydi. Takdir edersiniz ki günümüzde bu kişilerin kellesi uçurulmuyor lakin aynı amaç doğrultusunda, farklı şekillerde; diplomatik, ekonomik, toplumsal ve çeşitli girişimler yaşanıyor.
Bu girişimler, ilk başta toplumsal dışlama yöntemiyle politik sözlükte yer edinmiştir. Örnek olarak Antik Yunan Dönemi’nde lanetli olduğu ilan edilen kahin ve buna benzer mitolojik oluşumlar aslında insan olmalarına rağmen hoş görülmeyen davranışlarda bulunduklarından dolayı çeşitli özelliklere sahip güruhlar ilan edilip sürgüne gönderilmiştir. Popüler “Arakne” de hikayesiyle bize aslında Roma döneminden bile eski bir örnek sunuyor. Bildiğiniz üzere tanrıça Athena’dan daha iyi olduğunu iddia eden Arakne, insanları tanrılardan daha iyi olabileceklerini öğretince tanrıların kibirli yüzüyle karşı karşıya kaldı. Bunun sonucunda ise bir örümceğe dönüştü. Bunun ne kadar doğru olduğu kişiden kişiye göre değişebilir çünkü tanrılar kibirli olsa bile Arakne’yi en başta yetenekli yaratan yine onlardı. Aynı bu mitteki gibi senatörler zaten milyonlarca insana hükmedip savaşlar açarken üstüne isyankar gruplar için uğraşmaları neredeyse imkansızdı.
Peki, bunun faydalı olduğuna dâir anlaştık mı? Pek sanmıyorum. Zaten zamanına göre aşırı gerici kalmış fikirlere hepimiz karşıyız lakin tek nedeni bu değil. Bu uygulamanın bulunduğu toplumların sosyolijik yapısı, olumlu olduğu gibi olumsuz şekilde de değişebilir elbet. Başka örnekleri inceleyip değişkenleri daha da artırmayalım, aynı örneği tekrar ele alalım. Arakne eğer sessiz kalsaydı, insanların da yeteneği olduğunu kanıtlayabilecek birinin gelmesi için kaç yıl beklememiz gerekirdi? 5? 500? Muhtemelen 5 bin. Athena’ya dur diyecek biri olmasa psikolojisi hiç istemediğimiz bir şekilde değişecek ve kibri bir hayli artacaktı!
Özetleyecek olursak siz ne düşünüyorsunuz bilmiyorum ama ben bu fikre tamamen karşı olmakla beraber aslında kimi zaman, hatta çoğunlukla, buna maruz kaldığımızı düşünüyorum. Sınıflarda, iş yerlerinde, her yerde… İnsanların, etkili kişiyi bir lider olarak seçmemesi ve bunun tek sebebinin önlerinin kapatılmış olması bizleri de kaybettiğimiz potansiyeller olduğundan üzmeli. Çocuklara bile yapıldığı kanıtlanan bir faaliyettir bu. Çocukların, aileden daha çok bilgisi olan kategorilerde aileler çoğunlukla kibirli davranmaya meyillidir. Çocuk, uzay hakkında yeterince öğrenmişse bu da artık uzay konusunda ailenin çocuktan öğreneceğini göstermekte ve bunda yanlış bir şey bulunmamakta. Ancak ülkemizde ebeveynlerin bunu kabullenmesi zor olduğundan çocukların önü kesilip bilgisi azaltılmaya çalışılır. Gerçek hayattan basit örnekler bile bize tek bir şeyi kanıtlıyor: Senatörler, bir narsistten ibaretti.