On altıncı yüzyılda ortaya çıkmış, üretim araçlarının özel mülkiyete ait olması ve bunların kâr ile işlenmesine dayalı bir ekonomik sistemdir Kapitalizm. “Ücretli emek” kavramı üzerine kurulmuştur. Üretimi yapan işçiler, patronlarından daha az kazanırlar. Kapitalist piyasa içinde, yatırım ve karar verme gibi tüm faktörlere sermaye sahipleri karar verir. Bu sisteme göre her şey para karşılığında alınabilir. Tüketimin artmasını sağlar.
Bir diğer tarafta iste on dokuzuncu yüzyılın başlarında ortaya çıkmış, üretim araçları ve iktidarın halk tarafından kontrol edilmesini amaçlayan ideolojik sistem yani Sosyalizm yer alır. Bu ideoloji kapitalizmi tamamen reddederek toplumculuk anlayışını ön planda tutar. Eşitlikçi bir anlayıştır. Sosyal ve ekonomik alanlarda gönencin devlet kararlarıyla sağlanacağını savunur. Üretime dair araçların sahibi halk olmalıdır. Bu yüzden işçilerin de yönetime katılması amaçlanır. Sosyalizm bu istekler doğrultusunda vergi, tarım, eğitim ve sağlık devrimleri üzerine çalışır. “Birey yerine toplum” kavramı üzerine kurulmuştur.
Winston Churchill’in “Kapitalizmin doğal ahlaksızlığı; nimetleri, adaletsiz paylaşmasıdır. Sosyalizmin doğal fazileti ise sefaleti eşit paylaşmasıdır.” Sözünün savunulabilir olduğunu düşünüyorum. Bahsettiğim gibi kapitalizmde işçi sınıfı, işverenlerden daha az kazanır. Kapitalizmin adaletsiz olması burada başlar. Bunu en güzel açıklayan şey kapitalist sistem piramididir. Bu piramidin en üstten en altına doğru sıralanışı şu şekildedir: para, devlet, ruhban sınıfı, askerler, burjuvalar ve işçi sınıfı. İşçi sınıfı en çok çalışandır fakat en alttadır. Aksine sosyalizmde birey yerine toplum önemlidir. Ve eşit bir sistemdir. Ancak kapitalizmde vurguladığım tüketimin artmasından sosyalizmde söz edemeyiz. Elbette tüketim sosyalizmde de vardır ancak kapitalizmde olduğu kadar değildir. Churchill’in sözünde geçen “Sefaletin eşit paylaşılması” bundan kaynaklıdır. Sosyalizmde zenginlikten çok sefalet olsa da eşit bir sistemdir.
Bu sözde kapitalizmden bahsederken “Ahlaksızlık”, sosyalizmden bahsederken “Fazilet” kelimelerinin kullanılması bu söze katılmamın başlıca sebebidir. En başından beri bahsettiğim her şeyin özeti: Kapitalizmdeki adaletsizlik ile sosyalizmdeki eşitlik anlayışıdır. Kapitalist ülkeler, sosyalist ülkelere göre daha zenginlerdir. Bu aksi iddia edilemez bir gerçektir. Fakat yine de örnek vermek gerekirse Amerika Birleşik Devletleri ile Vietnam’ı düşünebiliriz. Bu iki ülkeye baktığımızda bariz bir şekilde Amerika Birleşik Devletleri’nin daha zengin olduğunu görürüz. Ancak benim gözümde önemli olan bu zenginliğe nasıl ulaşıldığıdır. Her ne kadar Kapitalist Ülkeler daha zengin olsalar da sosyalizmdeki eşitliğin kapitalizmde görülmesi mümkün değildir. Bu yüzden sosyalizm bir faziletken kapitalizm bir ahlaksızlıktır.