Bir varmış bir yokmuş. Evvel zaman içinde bir kız varmış. Bu kızın adı Rapunzel’miş. Rapunzel’in altın sarısı saçları varmış. Eskiden saçları çok uzunmuş fakat sonra annesi bir prensle birlikte vakit geçirdiğini öğrenince saçlarını kesmiş ve Rapunzel’i çok uzaklarda bir çöle göndermiş. Yıllar geçmiş. Prens, Rapunzel’i bulmuş ve evlenip güzel bir hayat sürmeye başlamışlar.
Gel zaman git zaman Rapunzel ve Prens çoluk çocuğa karışmış, Çocuklar büyümüş, Rapunzel ve Prens’in torunları olmuş. Rapunzel aşçılıktan emekli olmuş ve çok güzel yemek yaparmış, torunları da yemeklerini çok severmiş. Prens ise siyasete girişmiş ve dünyayı çok daha güzel ve adil bir yer haline getirmeye çalışırmış. Rapunzel ve Prens’in çocuklarından biri doktor, biri mimar, biri de avukat oluvermiş. Ebeveynleri çalışırken torunlar Rapunzel ile kalır, akşam da Rapunzel onları evlerine bırakırmış.
Bir gün yine Rapunzel torunları evlerine bırakırken kaybolmuşlar. Karşılarına otuz katlı binalar çıkmış. Arabalar önlerinden vızır vızır geçiyor, Arkalarında ise kirli biz gaz dumanı bırakıyorlarmış. Yaya geçidinde beklerken karşılarındaki ilan panosunda bir fabrika tanıtımı görmüşler. Fabrikanın dumanından zehirli dumanlar çıksa da devlet fabrikayı yaptırmış çünkü dünyanın tamamının demir-çelik ihtiyacı buradan karşılanacakmış. Rapunzel ilana bakarken torunları kaçıvermiş. İlanı okumayı bitirince torunlarının kaçtığını fark eden Rapunzel aramaya koyulmuş. Az gitmiş uz gitmiş dere tepe düz gitmiş ve sonunda torunlarını oyun parkında bulmuş. Oyun parkı olmasına rağmen parkın çöplükten farkı yokmuş.
Gece olmuş ve Rapunzel yatağına uzanmış. O anda bir telefon gelmiş. Arayan oğluymuş. Çocuğunun her yere kustuğunu ve hastaneye götürdüğünü söylemiş. Rapunzel hemen Prensi uyandırmış ve birlikte hastaneye geçmişler. Yoldayken arabaları bozulmuş ve gölün karşısına geçmemk için köprüden yürümüşler. Yürürken gölün ne kadar kirli olduğunu fark etmişler. Hastaneye vardıklarında ise beklenmedik bir kalabalıkla karşılaşmışlar. Herkesin şikayeti aynıymış. Şikayetlerin sebebi ise çevre kirliliğiymiş. Her yer o kadar kirliymiş ki insanlar hastalanmaya başlamış. Bu hastalanan insanların durumu kötüleşmeye ve durumu kötüleşenler de ölmeye başlamış. Rapunzel’in torunu da vefa etmiş. Çok üzülen Rapunzel açılar içinde bir daha evinden çıkmamış.
Yıllar geçmiş. Dünya daha da kirlenmeye, İnsanlar daha çok hastalanmaya, daha çok ölmeye başlamış. Devletler bile hiçbir şey yapamayacak durumdaymış. Gel gelelim bizim zamanımıza. Dünyamız her geçen gün daha da kirlenmeye, kirlendikçe de doğaya ve insanlığa zarar vermeye devam ediyor. Bu zarara dur deme vakti geldi de çattı.