19 Kasım 2021
Sevgili Minyatürüm,
DnzyHayata 14 yıl önce geldin ama bu gelişin hoş olabilmesi için hayat yolculuğunun senin tarafından tasarlanması gerekiyor. Bunu yeni alınmış boş bir eve benzetebilirsin. Bu eve sadece sen girebilirsin ama sana elimden geldiği kadarıyla fikir verebilirim. Bu mektubumda sana hayatın bana kattıklarının bir kısmını anlatacağım.
BlogbBu mektubu ne zaman okuyorsun bilmiyorum. Belki üzgünsün okuduğunda belki de mutlu. Her ne zaman okursan oku kendine çıkarabildiğin kadar ders çıkar. Hayat seni delik deşik eden bir dart oku. Sen bir dart tahtasısın. Oklar bazen ıskalıyorlar seni. Bazense tam orta yerinden vurup derin yaralar açıyorlar ruhunda. İnan ne zaman ıskalayıp ne zaman vuracağını seçen sensin. Yaptıklarının hep karşılığı var hayatta. İyi ya da kötü hep buluyorlar seni. Sen hep iyi şeyler yapıp iyi şeyler bulamazsın asla. Kimse hatasız olamaz. Fakat şunu unutma ki iyilik yapıp sonucunda öğrendiğinden çok, hata yapıp sonucunda öğrenirsin. Bunlardan anladığın asla durup hayatı gözlemlemen, gözlemlemesen bile temkinli ilerlemen olmasın. Bir yarış pistinin ortasında nasıl öylece dikilemezsen hayatın ortasında da öylece dikilemezsin. Sen korkmadan ilerlemeye bak.
BlogbNe demiş Özdemir Asaf: “Adı, rengi, türü ne olursa olsun her gerçek dost kişinin öbür yarısıdır.” Ne de güzel demiş yüce şair. Hepimizin bir tamamlayıcısı var. Asla çabalayarak bulunmuyor. Yine ve yine hayat getirip koyuyor karşımıza. İki beden belki yıllarca ayrı yaşıyorlar ama birbirlerini bulduklarında sanki ana karnından birlikte çıkmışlar gibi tamamlanıyorlar. Minik minyatürüm senin de herkesin olduğu gibi bir yarın var. Hayatını onu bulmaya adayamazsın. Çünkü sen kimseye bağımlı değilsin. Bana bile. Senin yarın sadece çevrende olabilir. Senin benliğinde olamaz. Çünkü herkes çok özel. Herkes birbirinden çok farklı. Bu farklılıklar bazen bela bazen deva oluyor. İnsanı en çok sevdikleri üzermiş ya işte o doğru. Kim sevdiklerinin onu kırabileceğini düşünebilir ki? Ama öyle kırıyorlar ki ne zaman yere serilmeye başladığını bile kestiremiyorsun. Bu darbelerden kaçmak imkansız değil. İmkanı yaratacak olan da sensin. Çevreni benliğin kabul ettiğin an darbeler kaçınılmaz olurlar.
BlogbBir Japon efsanesine göre iki insanın kaderi, asla kopmayacak bir iple birbirine bağlıymış. Hayatımız boyunca kaç kişiye aşık olduğumuza inanırsak inanalım kader bizi o insana doğru çekermiş. Aşk çok güzel şey be küçüğüm. Aşk; umut, sevgi, mutluluk ve daha bir çok şey. Bana: ”Anne, aşk tam olarak nedir?” dersen sana hiçbir şey söyleyemem. Öyle derin ki aşk doğru yaşamasını bilmezsen içinde kayboluyorsun. Aşk kötü diyenlere inanma hayatın boyunca. Aşk yoluna kur hayatını. İşini aşkla yap, eşini/sevgilini aşkla sev, başarılarını aşkla kutla. Eğer birini sevdiysen onu bir parçan sayma. Çoğu insan aşkın ne olduğunu bilmeden kendini aşık olmuş sayar. Her insan hayatında sadece bir defa bir insana aşık olur. Ancak hayatında milyonlarca kere sever. Bunu parmağımızdaki ipin birden fazla insana bağlı olmamasından anlayabilirsin. Son olarak yaşadığın her ilişkinin eskiden yaşadığın ilişkilerden farklı olduğunu unutma. Geçmişten ders çıkarmak kendini geçmişe bağlamak demek değildir.
BlogbNe demek istediğimi anladın mı bilmiyorum yavrum. Belki 14 yaşındayken o kadar da olgun değilsindir. Eğlencesine okumuş ve bir kenara atmış bile olabilirsin. Umarım şimdilik senin için söylediklerim hiçbir anlam ifade etmese bile sonrasında ne dediğimi anlarsın. Son olarak hayatta her şeyin çözümü olduğunu ve çözümleri kendinin yarattığını unutma. Sana çok değer verdiğimi bil. Karşında benim hayatımda öğrendiğim en önemli 10 şey:
Madde-1-: İnsanlar kötüler. Manipülatifler, narsistler, sadistler… Ama herkes insanları kendi görmek istediği gibi görüyor.
Madde-2-: Güven duyduğun zaman kendini bir yere ait hissediyorsun. Güvenin kırıldığındaysa kendini boşlukta buluyorsun. Kötü olan şu ki kimse tam olarak bir yere ait olamaz.
Madde-3-: Hayat amacını bulamayan insanlar ne yaşamın ne zamanın değerini bilirler. Kimsenin hayat amacı kendisinden çok da uzağa konulmuş olamaz.
Madde-4-: Hayal kurmak güzel şey, gerçekleştirebileceğine inandığın sürece.
Madde-5-: Sana dayattıkları yolda yürümek zorundasın. Eğer yürümezsen düşer, kalkar, istediklerine ulaşırsın.
Madde-6-: Söylediklerinin anlamı olmayacaksa konuşmaya gerek yok.
Madde-7-: Bir şeyden keyif almışken onu doruklarına kadar yaşa. Keyif almayı bilmiyorsan aynaya bak ve: ”İyi ki varım.” de. Var oluşunun keyfini yaşa.
Madde-8-: Ağla. Ağlamazsan her şey çok boş gelir.
Madde-9-: Birisi gelip yeryüzündeki tüm insanları öldürmediği sürece yalnız olmadığını bil. İstediğin her insanla tanışmak imkansız gelebilir. İmkanlar senin elinde.
Madde-10-: Çikolata çok güzel bir şey. Hiçbir şey yapmak istemiyorsan çikolata ye.
BlogblogblogblogblogblogblogblogSevgi Deniz Haskılıç