Merhaba ben Ceylin Yazgan. Bir uzay ve havacılık şirketinde üst düzey yöneticiyim. Tüm sektörlerde olduğu gibi bizim şirketimizde de çoğu işleri robotlar yapsa da iş görüşmelerinde robotları kısıtlı olarak kullanıyoruz. Teknik yetkinlik, akademik başarı ve kişilik analizi ön değerlendirmesi işlerinde robotlarımızdan yardım alıyoruz. Bunun dışında süreci duygularımızla bizler yönetmek istiyoruz. Bunun nedeni ise yapay zeka ile çalışan robotların insanlarla olan güçlü diyaloğuna rağmen duygu veremediklerine olan inancımızdır. Sonuç olarak işe alım sürecinde önemli adımları kendimiz yapıyoruz.
Bir gün benimle aynı ada ve soyada sahip, mülakata gelen aday ile özellikle ben görüşmek istedim. Mülakata 1 saat kalmıştı. Elimdeki son işleri hızlıca bitirip görüşme alanına doğru yürümeye başladım. Çünkü geç kalmaktan nefret ederdim. Görüşme alanına gittiğimde benimle aynı ada ve soyada sahip aday da oradaydı. Mülakata başlamadan önce ona neden bu kadar erken geldiğini sorduğumda bana geç kalmaktan hoşlanmadığını ve olası bir duruma karşı erkenden geldiğini söyledi. Bu çok hoşuma gitmişti. İki gün önce robotumuzla olan görüşmesindeki sonuçları sekreterimden almış ve merakla incelemiştim. Sanki benim geçtiğim yollardan geçen bir ikizimin özgeçmişini incelemiştim. Mülakata ilk olarak kendini tanıtmasını isteyerek başladım. “Ben Ceylin Yazgan. ODTÜ’den jeoloji mühendisliği bölümü mezunu olup yüksek lisansımı Missouri State University’de yaptım. Önceden hiçbir deneyimim yok ama bu şirkette ilk deneyimimi kazanmak istiyorum. İnsanlar ile olan iletişimimin iyi olduğunu hayatım boyunca katıldığım sanatsal ve sportif etkinliklere dayanarak söyleyebilirim. Lisanslı bir tenis sporcusuyum, on yıldır keman çalıyorum, hem MEB’den hem de Royal Academy’den aldığım belgelerle bir bale eğitmeni olmanın yanı sıra yoga eğitmenliğim de var.” dedi. İçimden “Bu benim.” diye geçirdim. Ona bu şirkette hangi bölümde çalışmayı hedeflediğini sorduğumda bu şirkette yüzey araştırmaları bölümünde bir jeolog olarak gezegenlerdeki yeryüzü yapısının incelenmesi alanında çalışmak istediğini söyledi. Şu ana kadar her şey iyi gidiyordu. Karşımda sanki benim yirmi yıl önceki halim duruyordu. Kafamdaki düşünceleri bir kenara atıp mülakata üçüncü sorum olan “Bizim sana ne katacağımızı düşünüyorsun?” sorusuyla devam ettim. “Bana deneyim kazandıracağınızı ve geleceğim açısından kendimi geliştirebilmemde bu şirketin faydası olacağını düşünüyorum.” dedi. Ben de ona “Peki sen bize ne katacağını düşünüyorsun?” dediğimde “Eğer bu şirkette çalışma fırsatı bulursam farklı gezegenlerde yeni yaşam alanları bulunması çalışmalarına katkı sağlayacağımı düşünüyorum.” cevabını aldım. Sonra değerlendireceğimizi ve tekrardan onunla iletişime geçeceğimizi söyledikten sonra odama geçip mülakatta aldığım notları ve önceden robotlar aracılığıyla yapılmış ön görüşmeyi değerlendirdim. Ertesi gün diğer çalışma arkadaşlarım ile bu bilgileri paylaşıp bu adayın şirketimize uygun bir aday olduğuna karar kıldıktan sonra adayı arayıp işe alındığını artık bu şirketin bir çalışanı olduğunu söyledik.
Biraz düşündükten sonra aslında dolaylı yoldan kendimi işe aldığımı düşündüm. Böyle düşünmemim sebebi artık çalışanımız olan Ceylin Yazgan’nın benimle aynı özelliklere sahip olması, onu şimdiki kendimden yirmi yaş genç hali olarak görmemdi. Mutlu oldum çünkü kendimi işe almıştım ve bu benim için kendimi sevmemin göstergesiydi.