Sizce Zekâ mı Emek mi?

Başarı. Kimsenin dilinden düşmeyen o “İhtişamlı” kelime, başarı. Başarı konusunda bizi birbirimizden ayıran şey nedir? Zekâ mı yoksa emek mi?,

Öncelikle başarı nedir? Kişinin kendi istekleri doğrultusunda gerçekleştirdiği eylemlerin isteği yönünde sonuç vermesi, kısaca isteğine zor da olsa ulaşmasıdır. Peki, bir insan bunu nasıl yapabilir? Bizi bu konuda çelişkiye düşüren nedir? İşte asıl tartışma konumuz bu.

Hepimizin zeki olarak adlandırdığı bir kategori var. Bu insanlar neredeyse her şeyi bilen, sorun çözen veya akademik olarak üstün olarak kabul ettiğimiz kişilerdir. Şimdi onlara bakacak olursak bizden baya farklılar gibi duruyor. Ama değiller. Fark ettiyseniz eğer bu insanlar çok senkronize ve çok sistematik çalışıyor. Belli bir planları belli bir amaçları var. Ve onlar da bunlarla beraber kendilerini çalışmalarına veriyorlar. Hiçbir şey emek olmadan olmaz. En basitinden bir yemek düşünün. Onu pişirmek için emek ve zaman gerekir. Malzemeleri hazırla, fırına ver, pişmesini bekle… Bir emek ve bir süreç söz konusudur. Bazen bir yemeğe saatlerce uğraştığımız gibi bu zeki diye adlandırdığımız insanlar da “Başarı” denen şeyi elde etmek için saatlerini veriyorlar. Bence “Emek olmadan yemek olmaz” lafı buradan geliyor. Başka bir örnek vermem gerekirse buna Thomas Edison örneğini verebilirim. Ampulü icat edebilmek için 2.000 deney yapmıştır. Bu başarıya ulaşabilmek için büyük bir emek sarf etmiştir. Ve bu emeğinin karşılığı olarak ampulü bulmuştur. Bunun üzerine Edison’un bir sözünü paylaşmak isterim. “Sıkı bir çalışmanın yerini hiçbir şey alamaz. Deha yüzde bir ilham ve yüzde doksan dokuz terdir. –T.E”.

Çalışmayan insan üretemez. Zekâ ne kadar dominant olursa olsun Edison’un da dediği gibi çalışmanın yerini hiçbir şey tutamaz. Zekâ sadece ufak bir avantajdır. Ama kim olursa olsun çalışırsa istediği her şeyi elde edebilir. Bu durumda zekâ süreci bir nebze hızlandırıcı bir hal alır.  Bu yüzden benim düşüncem şu yönde: Bu tarz “zekâ, zeki” kategorilerinin, kısaca algılarının yıkılması gerektiği. Çünkü bir insanın zekâsı – anlama kapasitesi – farklıdır. Ama bir insan çalışırsa, kim veya ne zekilikte biri olursa olsun başarı onunla beraber olur. Bizi birbirimizden ayıran ana unsur da budur işte. Çalışmak.

Bazı insanlarsa bunun bir tesadüf olduğunu söyler. Veya ihtimaller doğrultusunda hoş bir rastlantı olduğunu. Kısaca şunu söylemek isterim, ben tesadüfe inanmam.

Çünkü, “Hiçbir başarı tesadüf değildir. Sadece gerekenleri yapanlar başaracaktır.” –John Calvin Maxwell

 

 

(Visited 50 times, 1 visits today)