Demokrasiler popülizme yenilir. Demokrasi halkın istediği şeylerin yapılmasıdır. Kökü demos ve kratos kelimelerinin birleşiminden oluşmaktadır. Demo halk, kratos egemenlik, güç anlamlarına gelmektedir. Yani demokrasi halkın egemenliği, çoğunluğun istediklerinin olması demektir. Sözlerime demokrasinin tanımıyla başladım; çünkü demokrasi halk arasında cumhuriyetle sık karıştırılan bir kavramdır. Demokrasi bir yönetim biçimi değildir, cumhuriyet bir yönetim biçimidir. Bunu daha iyi anlamak için İran örneğini verebiliriz. İran cumhuriyetle yönetilmektedir, halk yöneticiyi kendi oylarıyla seçer fakat yönetim halkın istediği kararları almaz.
Peki demokrasiler neden popülizme yenilir? Bu sorunun cevabı için bence popülizmin tanımına bakmamız gerekiyor. Popülizm kısaca; adayların halkın dönemsel istek ve ihtiyaçlarına göre vaatlerde bulunarak iktidara gelmeye çalışmasıdır. Fakat maalesef ki popülizm günümüzde halkın gerçekten istek ve ihtiyaçlarına cevap vermek için değil; sadece seçilmek amacıyla yapılan, gerçekleşmesi çok zor vaatlere dönüşmüştür.
Demokrasilerde işte tam olarak bu yüzden popülizme yenilir. Çünkü demokrasi temelde sadece dönemsel olarak halkın ihtiyaçlarını karşılamak, dönemsel sıkıntıları gidermek değil; onun uzun vadeli olarak egemenliğini sağlamak, uzun vadede de halkın istediklerinin olması, beklentilerinin uzun vadeli bir şekilde karşılanmasını ifade eder. Fakat halk her zaman kendi açısından iyi olacak şeyleri seçemeyebilir. Bunun en güzel örneklerden biri bence Hitler’in iktidara gelişidir. Hitler 1. Dünya savaşı sonrasında yaşanan sefaletten halkını kurtarmak ve kaybettiği toprakları geri almak vaatleriyle başa geldi. Yani dönemsel olarak halkın beklentilerini karşılayıcı bir politika izledi ve iktidara geldi. Daha öz bir deyişle popülizm yaptı. Aynı şekilde popülizmin en belirgin özelliklerinden biri olan hedef göstermeyi uygulayarak, Yahudileri ve müttefik devletleri düşman gösterdi.
Demokrasiler popülizme yenilir; çünkü popülizmle seçilen yönetici seçildikten sonra çoğunlukla iktidarda uzun süreler boyunca kalabilmek için demokrasi kanallarını bir bir yok eder. Karşıt oy verecek kesimleri halktan dışlamak ve düşman göstermek gibi… Aynı zamanda da diğer görüşleri taşıyıp ortada dahi olsa oy verecek kesimlerin oylarını da yönlendirmeye çalışır. Örneğin sansür ve propaganda çalışmaları gibi… Sonra bir bakmışsınız artık demokratik bir yönetim biçimi değil despot bir yönetim hâkim olmuş.
Ayrıca bana göre demokrasi her ne kadar çok üstün ve değerli bir olgu da olsa bazı kısımlardan hatalıdır. Ünlü düşünür Sokrates’te benim gibi demokrasi hakkında bazı korku ve şüphelere sahipti. Bunu ifade eden en meşhur benzetmelerinden biri halkı gemiye benzetmesidir. Fırtınalı bir denizin ortasında bir gemide olduğunuzu düşünün. Gemiyi iyi demagoji kabiliyetlerine sahip bir yolcuya mı emanet edersiniz yoksa yıllarca deneyim kazanmış ve kaptanlıkta usta bir kaptana mı? Sokrates aslında bu gemi benzetmesiyle çok basit bir yolla popülizmin halkı nasıl batırabileceğini gösteriyor. Fakat Sokrates demokrasi karşıtı değildi, demokrasinin sadece belli kabiliyetlere sahip bir kesim tarafından uygulanmasını istiyordu.
Evet, demokrasi çok üstün ve güzel bir karar alma biçimidir. Fakat popülizm var oldukça demokrasiler geçicide olsa ona bir gün yenilecekler. İşte bence tam olarak da bu yüzden demokrasimize sahip çıkmak istiyorsak biz seçmenler olarak kulağımıza hoş gelen vaatlere göre değil, doğru çıkarım ve yargılarla oylarımızı vermeliyiz.