Selamlar değerli okurlar; bu blog yazısında sizlere her zaman olduğu gibi çelişkili bir soruyu cevaplandırmaya çalışacağım. Sizce başarı basamaklarını tırmanırken zekâ mı yoksa çalışmak mı daha önemlidir? Size bu sorunun cevabını oldukça nesnel bir açıdan anlatmaya çalışacağım.
Öncelikle, zekâ ve çalışmanın farklarını ortaya kurarak düşünelim.
Zekâ, kişiden kişiye değişen ve doğuştan gelen bir özelliktir. Ayrıca zekâ, geliştiği gibi aynı zamanda aksi halde de küçülebilir (Alzheimer hastalığı vb.) Yani tek başına zekâ bir işe yaramaz; lakin zekâsı ileri düzeyde olan her insanda bilgili olacak veya olmayacak diye bir gaye yoktur. Demek istediğim şudur ki, başarı zekaya bağlanamaz; bir insan sadece zekasıyla başarılı olamaz.
Azim ve çalışma ise kişinin kendine sonradan kattığı bir özelliktir. Ayrıca azimli çalışma başarıya giden en büyük yollardan birini oluşturur. Fakat, zekâsı ortalamadan fazla düşük veya otizm veya down sendromu gibi kalıtsal hastalıklara sahip olan insanlar için aynı şey söylenemez. Çünkü zekayı doğru kullanmanın da azim ve çalışmaya gitmede etkisi vardır, yani bu durumları olan bazı kişiler zekalarından kaynaklanan bir problemden dolayı belki isteseler bile çalışamayabilirler. Yani insanlar zekâları olmadan da çalışma yapmaları mümkün değildir.
Muhtemel her koşuldan bakılırsa ne çalışmanın zekadan üstün olduğuna ne de zekanın çalışmadan üstün olduğuna inanıyorum. Çünkü, çalışmanın bir istek ve azim doğrultusunda yapıldığından dolayı zekadan baskın olmasına rağmen çalışma da bazı durumlarda zekanın da ona olduğu gibi muhtaçtır. Ne zekâ, çalışma ve azim olmadan başarıya götüremez, ne de bazı durumlarda sadece çalışma. Ama başarıya ulaşmak için üstün zekaya ihtiyaç yoktur, lakin üstün azim ve çalışmaya ihtiyaç vardır.
Kısacası, çoğu durumda azimli çalışma, yüksek zekadan üstündür. M. T. Cicero’nun da dediği gibi:
“Zekâ, tıpkı bir tarla gibi ekilmeye ve bakılmaya muhtaçtır.”