Bir ülkenin yönetim biçimi onun vatandaşlarını hatta ideolojisini doğrudan doğruya etkiler. Dünya tarih boyunca birçok farklı rejim çeşitleri görmüştür. Örnek olarak sosyalizm, komünizm, kapitalizm, liberalizm, karma sistem, faşizm, emperyalizm, anarşizm verilebilir. Çoğu siyaset bilimci ve filozof tarafından ahlaksız bir sistem olarak anılsa da günümüz dünyasındaki ülkeler genel olarak ekonomik sistem olarak kapitalizm rejimini kullanır.
Kapitalizm ile en çok karşılaştırılan rejimlerden biri sosyalizmdir. Karşılaştırmadan önce bu 2 kavramı iyi bilmeliyiz. Kapitalizm, üretim araçlarının özel mülkiyetine ve bunların kâr amacıyla işletilmesine dayanan bir ekonomik sistemdir. Sosyalizm ise tam tersi olarak üretim araçlarının devletin elinde olması ve etkinliklerin kâr yerine insan ihtiyaçlarını karşılaması gerektiğini savunur. Bu iki yönetim biçiminin en büyük farkı kapitalist sistemde kişi yararı ön plandadır, sosyalist sistemde kamu yararı ön plandadır. Kapitalist sistemde toplum ekonomik olarak çok zıt yerlerde olabilir. Ama sosyalist sistemde bütün vatandaşların gelirleri çok benzerdir fakat kapitalist sistemin gelir ortalamasına göre daha düşüktür, yani sefalet ortak olarak paylaşılır.
Günümüzde sosyalizm ile yönetilen ülkelere en iyi örneklerden biri Küba’dır. Küba Devrimi olarak bilinen 26 Temmuz Hareketi zaferi ile Fulgencio Batista’nın hükümetinin devrilmesi sonucunda Fidel Castro ve Ernesto “Che” Guavera liderliğinde Küba’da sosyalist bir devlet kurulmuştur. Fakat ülkede de gözlemlenebileceği üzere Amerika tarafından uygulanan ambargolar sebebi ile uzun yıllar dışarıdan malzeme getirtilememiştir. Ülkenin eski zamanları anımsatmasının bir sebebi de budur. Bunun yanı sıra ülkedeki sosyalist yönetim yüzünden devletin yaptığı yardım yetersiz kalmaktadır ve insanlar maaşları yetmediği için ek işler yapmaktadır.
Kapitalizmin bir iyi yönü ise çok partili siyasal yönetim vardır. Ülke yönetimi tek bir siyasi düşünce ve grubun elinde olmadığı için denetim olanağı artar. Farklı fikirlere söz hakkı verir ve böylece toplumsal gelişimi arttırır. Ama sosyalist sistemler tek partili rejimlerdir. Bu sistemde hükümet genelde emredicidir. Bu yüzden hükümet genellikle baskıcı ve antidemokratik planlar uygular. Bunun yanında sosyalist rejimler kaçınılmaz olarak işçi sınıfı diktatörlüğü ortaya çıkarır ve alt sınıflar çok daha demokratik yaşayabilse de üst sınıflar için bu durum diktatörlüktür çünkü üst sınıf kısıtlanır. Ayrıca bireysel özgürlükleri ihlal eder, özel mülkiyet hakkını yok sayar, eğitimde ebeveynlerin doğal haklarını kısıtlar çünkü çocukların eğitimi tamamen devletin elindedir, hükümet ne isterse onu öğrenirler. Bunlar sosyalizmin kötü özelliklerin bazılarıdır.
Son olarak Winston Churchill’in “Kapitalizmin doğal ahlaksızlığı, nimetleri adaletsiz paylaşmasıdır; sosyalizmin doğal fazileti ise sefaleti eşit paylaşmasıdır.” sözüne katılıyorum. Çünkü kapitalizm gerçekten vahşi ve ahlaksız bir sistem, ama uygulanabilirliği en yüksek ekonomik sistemdir. Ve sosyalizmin sunduğu eşitlik gerçekten güzel görünebilir, fakat bu sistem de diktatörlük ortaya çıkarır ve az önce sunduğum nedenlerden dolayı günümüzde tam olarak uygulanamaz.