Sabah uyandınız ve yüzünüzü yıkamak için suyu açtınız. Kalkar kalkmaz yüzünüzü yıkamak, yıllar içinde zihninizde otomatikleşmiş bir eylem ve artık bunu yapmak için düşünmeniz bile gerekmiyor. Alışkanlıklar, zaman içinde tekrarlanarak beynimizde yer edinmiş davranışlar örüntüsüdür. Bunun yanı sıra beynimiz sürekli enerjiyi korumanın yeni yollarını arar ve yalnız bırakıldığında rutini alışkanlığa dönüştürmek ister; böylece bir eylemi gerçekleştirirken daha az enerji ve çaba harcayacaktır.
Alışkanlıklar, tetikleyici bir hareketle başlar ve o hareket her karşımıza çıktığında bilincimiz bizi aynı eylemi gerçekleştirmeye iter. Zamanla tekrarlanan hareket yavaş yavaş bilinçaltımızda yer edinmeye başlar. Sonunda ise bize bu döngüyü hatırlatacak ya da unutturacak bir ödül vardır. Aynı zamanda bilinçdışı hareketler olarak da nitelendirilebilecek alışkanlıklar, kalıcı hale gelse de Charles Duhingg’ in de söylediği gibi: “Alışkanlıklar kader değildir.” değiştirilebilir. Bir eylemin alışkanlık haline gelmesi 21 gün kadar kısa bir sürede gerçekleşirken, alışkanlık haline gelen bu eylemden vazgeçilmesi veya bırakılması ortalama 66 gün sürmekle beraber; bireysel zaman zarfında bu süre 18 ila 254 gün arasında değişiklik gösterebilir. Bu da Warren Buffett’ın “Alışkanlıkların zincirleri önce duyulamayacak kadar hafif, sonra kırılamayacak kadar güçlü olur.” sözünü tamamen doğrular.
Alışkanlıkları oluşturmanın bir diğer yolu ise, bunları halihazırda yapabileceğiniz alışkanlıklarla eşleştirmektir çünkü; alışkanlıklar yaşantıdan öğrenilen zihinsel kısa devrelerdir. Bunu herhangi bir problemi çözmek için geçmişte yaşadığınız ve deneyimlediğiniz aksiyonlardan feyz almak gibi görebiliriz. Doğru durumlarda zihnimiz bize öğrendiklerimizi hatırlatır ve aynı çözümü ararız. Beyin gelecekte neyin işe yaradığı bilmek için geçmişi hatırlar. Mümkün olduğunda, otomatik olarak yapılmasını umarak bilinçdışına gönderir. Alışkanlık çok çabuk kazanılır ve yeni de olsa edinilen alışkanlıklar zihne yerleşir, beyindeki etkinlik düzeyi azalır. Bu sebeple edinilen bir alışkanlığın bırakılması zordur. Ne kadar aklımızdan çıkarmış da olsak veya belli bir zaman aralığında düzenli bir eylem olarak nitelendirilemeyecek kadar az da gerçekleştirsek, o “eski alışkanlıklar” zihnimizin en ücra köşesinde kendini hatırlatmak için bekleyen anı niteliği taşır. Alışkanlıklarımıza göre hareket ettiğimizde bilişsel yük azalır ve zihinsel kapasiteyi özgür kılar. Böylece dikkatinizi tekrar aynı eylemi aynı şekilde gerçekleştirmeye vermek yerine, başka faaliyetlere de odaklanabilirsiniz.
Kısacası alışkanlıklarımız biz fark etmeden hayatımıza yerleşip bize komut verirler ve bu rutinleşir. Alışkanlıklarımız aynı zamanda olduğumuz kişiyi yansıttığından kendimizi ve etrafımızdakileri daha iyi tanımak için alışkanlıkları göz önünde bulundurabiliriz.