Alışkanlıklarınızın günlük hayatınızı nasıl etkilediğini düşünmeyi hiç bıraktınız mı? Çevrimiçi öğrenme gibi yeni bir ortamlar nedeniyle alışkanlıklarınızı değiştirmeye hiç ihtiyaç duydunuz mu? Uzmanlara göre, alışkanlıklar otomatik hale geldiğinde ve minimum bilinçli farkındalıkla hayata geçirildiğinde oluşur. Bunun nedeni, “en sık tekrarladığımız davranış kalıplarının tam anlamıyla sinir yollarımıza kazınmış olmasıdır.”
Bir an için bu son alıntıyı düşünün. Şimdi, otomatik olarak yaptığınız alışkanlıkları düşünün. Örneğin, SMS okumak, Facebook’ta dolaşmak veya Instagram hesabınızı kontrol etmek için günde kaç kez cep telefonunuzu elinize alıyorsunuz? Aktif olarak kendi kendinize “Şimdi Instagram’a bakmanın zamanı geldi mi?” Diye düşündünüz mü? Yoksa çok bilinçli bir çaba olmadan mı oldu?
Çalışmanız gerekirken Twitter’da bir saat harcamak gibi bazı alışkanlıklar zararlı olabilirken, bazılarının etrafta olması harika olabilir. Gençken dişlerinizi fırçalamayı öğrenmek, yaşlandığınızda diş sağlığınızın iyi olmasına yardımcı olur. Başka bir örnek, bir odadan çıkarken ışıkları kapatmaktır. Bu alışkanlık, enerji faturanızdan tasarruf etmenize yardımcı olur.
MIT araştırmacılarının her alışkanlığın özünü oluşturan üç aşamalı bir nörolojik örüntü keşfettiğini açıklar. İlk adım işarettir. Beyninize otomatik moda geçmesini söyleyen ve davranışın ortaya çıkmasını isteyen bir tetikleyicidir. İkinci adım, davranışın kendisi ve yaptığınız eylem olan rutindir. Son adım ödüldür. Beyninizin belirli bir alışkanlık döngüsünün hatırlamaya değer olup olmadığını belirlemesine yardımcı olur. Genel olarak, alışkanlıkların anında veya gizli ödülleri vardır. Anında ödüllendirilen alışkanlıkların kazanılması ve koşullandırılması daha kolaydır, oysa ödülleri gecikmiş olanların taahhüt edilmesi ve sürdürülmesi daha zordur. Daha fazla egzersiz yapmaya kıyasla iPhone’unuzu kontrol etmenin ne kadar kolay olduğunu düşünün.
Alışkanlıklarımızı fark etmek her zaman kolay olmayabilir. Kendi ekosistemimizin içindeyken yaptığımız aktiviteler veya aldığımız aksiyonlar bize normal gelse de bunları sıklıkla yapmanın sonucu olarak dönüşmeleri pek de zor değil. Zamanla yaptıkça bizim için normalleşmiş bazı şeyler toplumun normal işleyişinin dışında olabilir. Bu farklılıkları özellikle başladığında fark etmek zor olabilir. Şiddetleri artana kadar bunları fark edemezsek bizi daha büyük bir sorun bekliyor olacaktır: bırakmak.
Şu anda sahip olduğunuz tüm alışkanlıklar bir nedenden dolayı hayatınızda. Bu davranışlar, başka yönlerden sizin için kötü olsa bile, bir bakıma size fayda sağlar.
Bazen fayda, sigara veya uyuşturucuda olduğu gibi biyolojiktir. Ve çoğu durumda, kötü alışkanlığınız stresle başa çıkmanın basit bir yoludur. Örneğin, tırnaklarınızı ısırmak, saçınızı çekmek, ayağınızı yere vurmak veya çenenizi sıkmak.
Bu “faydalar” veya nedenler, daha küçük kötü alışkanlıklara da uzanır.
Örneğin, bilgisayarınızı açar açmaz e-posta gelen kutunuzu açmanız kendinizi bağlı hissetmenizi sağlayabilir. Aynı zamanda tüm bu e-postalara bakmak üretkenliğinizi yok eder, dikkatinizi dağıtır ve sizi strese sokar. Ancak, “kaybediyormuş” gibi hissetmenizi engeller… ve böylece tekrar yaparsınız.
Kötü alışkanlıklar hayatınızda bir tür fayda sağladığından, onları basitçe ortadan kaldırmak çok zordur. (“Yapmayı bırak” gibi basit tavsiyelerin nadiren işe yaramasının nedeni budur.) Bunun yerine, kötü bir alışkanlığı, benzer bir fayda sağlayan yeni bir alışkanlıkla değiştirmeniz gerekir.
Örneğin, stresli olduğunuzda sigara içiyorsanız, bu olduğunda “sigarayı bırakmak” kötü bir plandır. Bunun yerine, stresle başa çıkmanın farklı bir yolunu bulmalı ve sigara içmek yerine bu yeni davranışı eklemelisiniz.
Başka bir deyişle, kötü alışkanlıklar hayatınızdaki belirli ihtiyaçlara hitap eder. Bu nedenle, kötü alışkanlıklarınızı aynı ihtiyaca hitap eden daha sağlıklı bir davranışla değiştirmek daha iyidir. Kötü alışkanlıklarınızı değiştirmeden ortadan kaldırmayı düşünüyorsanız, o zaman karşılanmayan bazı ihtiyaçlarınız olacak ve çok uzun süre “yapma” rutinine bağlı kalmak zor olacak.
Alışkanlıklarımızı başta fark etmek ne kadar güçse bırakmak da o kadar güçtür. “Alışkanlıkların zincirleri önce duyulamayacak kadar hafif, sonra kırılamayacak kadar güçlü olur.” diyen Warren Buffett sözüyle en sade ve akılda kalıcı yolla bunu anlamıştır.