Yaşanabilecek yeni gezegenlere taşınma fikri, birkaç yüz yıldır insanoğlunun aklında ve bunun tek nedeni yeni yerler keşfetme içgüdüsü değil; kontrol edilemeyen popülasyon artışı ve doğal kaynakların hızla tükenmesi olarak görülüyor.
Şu anki gidişatla küresel taşınma, yakın gelecekte insanlık için zorunlu hale gelecek.
Nereden Çıktı Bu Taşınma Fikri?
Başka bir gezegene veya uzay boşluğuna koloniler kurup taşınma fikrini ortaya atan ilk kişi Avusturya-Macaristanlı roket tasarımcısı Herman Potoçnikdir.
Potoçnik’in hayali, yörüngesinde bulunduğu yıldızın enerjisini kullanıp, dönerek yapay yerçekimi üreten dairesel bir uzay aracı tasarlayarak uzay boşluğuna devasa bir koloni kurmaktır.
Başka uzmanlar ise uzay araçları kullanarak uzay boşluğunda koloniler kurma fikri yerine, başka bir gezegende veya bir uyduda insanın hayatına devam edebilmesi için gereksinimleri karşılayan suni bir “biyosfer” (Üzerinde hayat olan yeryüzü bölgesi)inşa ederek yaşanabilecek alan oluşturma düşüncesini daha mantığa yatkın buluyor.
Peki başka gezegenlere taşınmak yerine Dünya’mızı düzeltmek mümkün mü?
Tüm bu bilim kurgu vari fikirlerin yanı sıra, hali hazırda var olan Dünya’mızı kurtarma seçeneği de asla göz ardı edilmemelidir.
Dünya, milyarlarca yıldır birbirinden farklı çok sayıda canlıya ev sahipliği yapmış, doğal atmosferi ,yer çekimi, doğal kaynakları, bitki örtüsü ve havasıyla evrende bilinen yaşamın olduğu tek gezegen olmuştur.
Elimizdeki doğal yaşam kaynaklarını göz ardı edip inanılmaz derecede büyük masraflara mâl olacak başarısı ve sürdürülebilirliği bile tam olarak kestirilemeyen ve sadece bir grup insanın faydalanabileceği öngörülen başka bir gezegende yaşama fikri ne kadar mantıklı?
Dünya’da yaşamı devam ettirebilmek için ne yapılması gerektiği bilim insanları ve yetkili kurumlarca bilinmekte ve bilimsel veriler ışığında toplanarak tüm Dünya’ya bildirilmiş durumdadır.
Tek bir birey olarak bile Dünya’daki yaşamı korumak için ne yapmamız gerektiği bellidir. Bilimle uğraşmayan sıradan bir insan dahi kendi üstüne düşen sorumlulukların farkındadır.
Enerji kullanımını bilinçli bir şekilde azaltmak, su kullanımında gereksiz israftan kaçınmak, benzinli arabalar yerine elektrikli arabalar kullanmak, atmosfere karbon salınımını azaltarak karbon ayak izimizi dengede tutmak ilk etapta akla gelen en basit önlemlerden birkaçıdır.
Devlet politikalarının yanı sıra bu konudaki bireysel tutumlar bile böylesi belliyken yaşamın gereksinimlerinin hiç var olmadığı bir gezegende hayata devam etmek için kişisel olarak yapabileceğimiz hiçbir şey yoktur. Elinde yeterli teknolojik ve mali imkanları olan azınlık bir grubun Dünya’daki geri kalan tüm insanların kaderini belirlemesi nasıl olacağı belli olmayan karanlık bir gelecek olabilir.
Şimdi ayağa kalkıp bulunduğumuz yerden camı açarak derin bir nefes alın. Havasıyla, suyuyla, ciğerimizi yakan oksijeniyle, tüm ruhumuzu doyuran yeşiliyle var olan Dünya’mıza bir kere daha bakın ve onu korumak için üstünüze düşeni yapmaya başlayın çünkü evrende bir sürü gezegen olabilir ama başka bir Dünya yok.