Bugün dünyamızın ne kadar önemsiz gözüken bir sorunu olsa bile, aslında altında toplumu ilgilendiren ciddi konuları barındırır. İlk önce şununla başlayalım, cinsel ayrımcılık nedir? Cinsel ayrımcılık bir insana cinsine göre yargılayıp, yaptığı davranışlar ve yanlışlarını cinsine yansıtıp onu bununla suçlamaktır. Bu ayrımcılık yalnız Türkiye’de değil, dünyanın her yerinde vardır. Bu davranış genellikle kadınlara yönelik yapılsa bile, erkeklere de yapıyordur. Genel olarak toplumumuzu şöyle yargılarla karalanmıştır ‘Kadınlar güçsüz, erkekler daha güçlüdür’ vs. Şeklindedir. Aslında bu yargılar ne kadar günümüzün sosyal toplumunda çok yer almıyor gibi gözükse de, aslında sosyal medyada bu ayrımcılık ciddi bir şekil bulmuştur, bunu aslında ben kişisel olarak bile gördüm, çoğu sosyal medyada takip ettiğim hesaplar erkekleri daha güçlü, daha düzgün olarak gösterirken, kadınları zayıf ve hep yemek yapıp eve bakan figürler olarak göstermişlerdir. Bu yargılar ne kadar yanlış olsa da biz, bir toplum olarak bunun hakkında bir şey yapmazsak bunu boyutu büyüyecektir, gündelik hayatta, en azından ülkemizde bir sürü yazı ve haber görüyoruz, ‘kadına şiddet’ ‘kadına karşı cani cinayet’ diye, aslında bunların yaşanmasında bile cinsel ayrımcılığın bir rolü vardır. Fakat sadece kadın ve erkekler de değil, maalesef cinsel tercihleri farklı olan insanlara karşı da bir önyargı bulunuyor, çoğu ‘medeni’ ülkelerde bunun önüne ne kadar geçilmeye çalışılsa bile, aynı kadın erkek cinsel ayrımı gibi sosyal medyanın bunda rolü çok büyüktür, gerek cinsel tercihleri farklı olan, gerek cinsiyetini değiştiren insanlarda aslında bundan aşırı bir şekilde yargılanıp, zarar görürler. Basit bir örnek, transeksüel bireylerde, yüzde otuzu intihar etmekte, veya intihar girişiminde bulunuyorlar. Bu ne kadar toplumumuz tarafından onların suçu veya yaşadıkları yüzünden olduğu düşünülse bile aslında sosyal medyanın da burada ciddi bir payı vardır, gerek bu bireylere zorbalık veya zorbalık içeren içeriklerin gönderilmesi bile bu basit gözüken fakat çok ciddi olan konuyu ilgilendirir. Ülkemiz de bu cinsel ayrım konusunda bazı adımlar atmıştır ve bunlar Atatürk dönemine kadar yansıyıp, Türklerin kadınlarına verdiği önemi kanıtlar. Mesela, Türk Ceza Kanunu, İş Kanunu gibi kanunlara kadın haklarını koruyan maddeler eklenmiş; Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Kanunu yayınlanmış; Gebe veya Emziren Kadınların Çalışma Şartları, Kadın İşçilerin Gece Postalarında Çalışma Koşulları Hakkında Yönetmelikler yayınlanmıştır. Ne kadar ülkemiz adım atsa da şuan bu ülkemizde ciddi bir sorundur. Kasım 2017’de yayınlanan rapora göre 144 ülkede maalesef 131. sıradayız, fakat bu bir şey yapamayacağımız anlamına gelmez, hepimiz, bir toplum olarak adım atarsak ülkemizi bu acınası durumun pençesinden kurtarabiliriz.
Referanslar:
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/383807
https://www.hrc.org/news/new-study-reveals-shocking-rates-of-attempted-suicide-among-trans-adolescen
http://www.skdturkiye.org/esit-adimlar/guncel/cinsiyet-esitliginde-en-iyi-ve-en-kotu-durumdaki-ulkeler