Yetenek

“Çok uzun zaman önce fakir bir köyde Dünya’ya geldim. Annemi hiç göremedim, babamla büyüdüm. Çocukluğumda müziğe ve sanata ilgimin olduğunu fark ettim. Babam ise beni her zaman desteklerdi. Babam benim yeteneğimi fark etti ve beni elinden geldiğince çalıştırdı. Sanata olan ilgimin kopmaması gerektiğini düşünüyordu. Babam benim piyanoya ve sanata ilgimin devam etmesi ve başarılı bir piyanist olmam için çalıştı. Beni denemek için İstanbul’da bir konservatuar sınavına başvuru yaptı ve kazandım. Ama maalesef ki köyümden ayrılmak zorundaydım. ”

“O gün gelmişti ben daha 14 yaşındayken köyümden ayrılmak zorundaydım. Ardından o yolculuk… Bir daha o doğup büyüdüğüm köye dönemeyeceğim yolculuk başladı. Oradan tam uzaklaşmak üzereyken omzuma bir el dokundu. Bu babamdı. Onu çok özleyecektim, bana birkaç cümle söyledi
“Unutma bir gün buralardan çok uzak bir ülkede yeniden görüşeceğiz…”
Dediğini anlamakta zorluk çektim ama bir şey anlatmaya çalışıyordu. İstanbul’a vardığımda bana piyano öğretmenim benim bu konuda dahi olduğumu söyledi. Bunu 18 yaşında öğrenmiştim. 21 yaşlarımda ise Sanatın Şehri Viyana’ya gittim. Orada 15 yıl geçirdim

36 yaşında Viyana’da bir konser verdim. Performansımdan sonra aklıma çocukluk anılarım geldi, neredeyse unuttuğum o köyüm… Başımı çevirdim ve en üst sırada oturan yaşlı bir seyirci bana tanıdık geldi ama kim olduğunu tam çözemedim. Aslında kim olduğunu anladım o daha da yakınlaştıkça. Ardından “Oğlum!” diye bağırdı. Bende ona “Baba!” diye sarıldım. Seyirciler şok oldu. Babam son kez “Sen-i Sevi-yorum Oğ-lum.” dedi

(Visited 168 times, 2 visits today)