NE ZAMAN

Karanlıktı, birden her yer aydınlandı. Etrafımda düğme ve butonlar… Sanki küçük bir odada yapayalnızdım. Etrafıma bakındım ve ekranda milattan önce sonsuz yazıyordu. Tamam da, milattan önce sonsuz da ne demekti? O anda bir zaman makinesinin içinde olabileceğim aklıma geldi. Odadaki en büyük buton dikkatimi çekti önce. Yanında kapıya benzeyen bir çıkıntı vardı. Merakıma yenilip butona bastım. Çıkıntı salisesinde havalanıp uçtu, ancak ne bir rüzgar vardı ne de bir atmosfer. Karşımda bembeyaz ve sonu olmayan bir boşluk vardı. Ortasında ise çok küçük siyah bir nokta. Noktanın ne olduğunu anlamamıştım, hiç endişe etmeden adımımı beyaz boşluğa attım. Günlerce belki aylarca yürüdüm ancak neredeyse hiç ilerleyememiştim. Bir anda nokta bana yaklaşıyor gibi oldu. Serap gördüğümü sandım ama hayır. Gerçekten de nokta büyüyerek bana yaklaşıyordu. Nokta bir anda yanımdan geçip gitti. Şok olmuştum. Şimdi etrafıma bakınca gezegenler görüyordum. Evren oluşmuştu işte.