433, yan yana getirilmiş rastgele rakamlardan oluşan üç basamaklı bir sayı. Hepsi bu mu? Hayır. Bu anlamsız gözüken sayı eğer Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde yaşıyorsanız sizin için oldukça anlamlı. Tam 433 gün önce, 13 Mart 2020’de hayatlarımız belki de hiç eski haline dönmemek üzere değişti. Tarihi görünce size tanıdık geldiğine eminim fakat eğer hala anlamadıysanız “Corona” kelimesi size bir ipucu olabilir. Evet doğru düşündünüz, o tarihten beri eski hayatımızdan çok farklı ve izole bir şekilde yaşamlarımızı sürdürmeye çalışıyoruz. Ne yazık ki bazılarımız bu ölümcül virüse yenik düşüyor ve hayatlarını sürdüremiyor. Hepinizin bildiği üzere bu virüs sağlığımızı olumsuz yönde etkiliyor. Peki sağlık sadece fiziksel midir?
Fiziksel boyutunu sık sık konuştuğumuz bu salgının bazen gözardı edebildiğimiz bir yönü daha var ve bence bunu gözardı etmemiz oldukça yanlış çünkü ruhsal sağlık boyutundan etkilenen insan sayısı fiziksel boyutundan etkilenenden eminim ki çok daha fazla. Üstelik fiziksel etkilerini azaltabilmek için pek çok yol varken ruhsal etkileri maalesef kontrolümüz dışında gelişiyor. Motivasyon kaybı, bıkkınlık, hayat enerjisinde eksilme, genel verim düşüşü, yalnız hissetmek ve daha pek çok şey aylardır evde kalmanın insanlara hissettirebileceği şeyler. İşte ben de bahsettiğim etkilerden oldukça çeken birisiyim. Geçen yıl sınav senemde çıkan bu virüs en başta benim motivemi ve başarımı oldukça etkilemiş, çok daha iyi bir sonuç beklerken maalesef %1.9 ile yetinmek zorunda kalmıştım. Yine de 2020 yazına kadar virüsten bunun dışında çok etkilendiğimi söyleyemem çünkü her ne kadar çalışamasam da aklımda olan tek şey sınavımdı ve kafamı bir şekilde meşgul edebiliyordum. Ardından sınav bitti ve yoğun bir boşluğa düştüm diyebilirim. Aşırı sosyal bir insan olan ben, 10 kişilik kız grubumla geçirmem gereken zamanı evde tek başıma geçirir olmuştum. İşte tam bu noktada neyin gerçekten önemli olduğunu ve neyin hiçbir anlam ifade etmediğini sorgulamaya başladım. Kendini yaşayamadıkça sınavlar kağıt parçasından başka neydi ki? Dünyada her gün binlerce insanın öldüğü bir dönemde iyi kalpli olmak, kalp kırmamak, zamanını sevdiklerinle paylaşmaktan daha önemli ne vardı? Hiçbir şey. Bu düşüncelerimden yola çıkarak bu süreçte daha spiritüel yanlarımı keşfetmeye ve materyalizmden çok ruha hitap etmeye, dünyayı gerçekten anlamaya çalıştım hala da çalışıyorum. 1 yıl önce astroloji öğrenme kararı aldım ve bunu hala öğreniyorum çünkü gökyüzünü anlamak o kadar geniş be kapsamlı ki… Seneye iyi bir astrologdan eğitim almak ve bu konuda sertifika almak istiyorum. Bunun dışında tarot yorumlama öğrendim ve şuan aura okumayı anlamaya çalışıyorum. Biliyorum bazıları için bunlar saçmalıktan ibaret fakat kendimi, insanları yalnızca et ve kemik yığını olarak görebileceğimi sanmıyorum. Daha önce de dediğim gibi ruha hitap etmek, enerjileri anlamak her şey.
En önemlisi her şeyden önce kendimi anladım, insanlara iyi gelmenin bana iyi geldiğini fark ettim. Tek dileğim herkesin bunu bir gün fark edebilmesi çünkü yaşadığımız dünyada nezaketten, birini mutlu etmekten daha mutluluk verici bir şey yok. Yaptığınız en küçük şey bile bazen birinim tüm gününü güzelleştirir ve ondan yansıyan enerji emin olun sizi de her açıdan güzelleştiriyor. Ben karantinada bayılan ruhumu bu şekilde şifalandırdım. Sizin de işinize yaraması ve biraz da olsun etkilemesi dileğiyle…