İletişim hayatımızdaki en önemli ihtiyaçlardan birisidir. Tabi ki dil en önemli iletişim aracıdır. Dünya üzerinde konuşulan dil sayısı 7 bin civarındadır ve hepsinde sayısız sözcük vardır. Bu kadar sözcükle beraber neredeyse her ayrı dilin kendine özgü dil bilgisi kuralları vardır ve sayıları her gün artıyor. Bu durumda dili, örmesi asla bitmeyecek bir taş duvar olarak düşünebiliriz. Emerson’’ Dil, herkesin bir taş eklediği bir yapıdır.’’ demiştir. Peki, ya matematik o taşlardan biriyse?
Eğitim sürecinin başından itibaren bize matematiğin her alanda kullanıldığı ve matematik olmadan bir hayat sürdürülemeyeceği söylendi. Bundan dolayı günümüz bilimi matematiksiz düşünülemez. Elbette matematik yapmaya sayılarla başlarız. Matematik sayılar haricinde birçok mevzuyu inceler. Kategoriler, mantık, ayrıştırma, tanımlama, ispat gibi birçok beceri matematiksel yetenek gerektirir ve günlük hayatta da aslına bakarsak matematikle iç içe yaşarız. Eski zamanlarda bile, insanlar ticaret yapmak, anıtlar inşa etmek ve çiftçilikte arazi ölçmek için matematik kullandılar. Matematiğin dili uluslararasıdır. Hangi ülkedeyseniz veya hangi dilden konuşursanız konuşun, matematik alfabesini herkes anlar. Örneğin her zaman formüller soldan sağa okunur.
Aslına bakarsak dil ile matematiğin birçok ortak noktası vardır. En basitinden düşünmek gerekirse matematikteki sayıların üretilmesiyle yeni bir dil oluşmuş olur. Ama benzerlikleri sadece bununla sınırlı kalmaz matematikteki rakamlar yardımıyla nasıl sayılar üretilebiliyorsa, benzer şekilde alfabenin harfleriyle de sözcükler üretilir dolayısıyla matematiğe rakamlardan kurulmuş bir alfabe olarak adlandırabiliriz. Matematiğin kelime dağarcığı birçok farklı alfabeden çıkar ve matematiğe özgü semboller içerir. Aynı zamanda üretilen sayılar, belirlenen kurallara uygun elde edildiği gibi, sözcüklerin üretilmesinde kullanılan kurallara da dilin grameri denir. Matematik bütün bilim dallarının içinde vardır. Bilim dediğimizde aklımıza gelen ilk şeyin dil olmadığını biliyorum ama D.Sarnof ‘’ Dili bilimden ayrı mütalaa etmek veya bilimi dilden ayrı düşünebilmek imkânsızdır.’’ dedikten sonra dilin bir bilim olduğu tartışmaya açık değildir.
Dilin dil olabilmesi için belli unsurlar vardır: Kelimelerin veya sembollerin türetildiği bir kaynağı olmalıdır, sembolleri kullanan ve anlayan bir grup insan olmalıdır, bir kurallar kümesi olan dilbilgisi kullanır, anlam, kelimelere veya sembollere eklenmelidir… Matematik tüm bu gereklilikleri karşılamaktadır. Semboller, anlamları, sözdizimi ve dilbilgisi tüm dünyada aynıdır. “Matematik, insan zihninin idrak edebildiği bütün kavramların ve bu kavramlar arasındaki bütün ilişkilerin ifade edildiği dildir. ”sözü bize aslında birçok şey ifade ediyor. Matematik ve dilin arazındaki mükemmel uyum daha iyi bir şekilde açıklanamazdı.