Ressam Olsaydım

Ünlü bir ressam olsaydım, üç resim çizerdim. İlk resmim çiçek temalı bir resim olurdu ve bana göre en güzel çiçek Gül’dür. Gül çiçeğinin yapraklarını mor, pembe, kırmızı, mavi, sarı, yeşil, turuncu ve beyaz olurdu. Gövdesi lila, dikenleri turkuaz renge boyardım.  Yapraklarını öyle büyük boyardım ki, resmin yarısını kaplayacak kadar büyük olurdu. Resme bakanlar, resme yaklaşıp gülün kokusunu duymak istercesine gerçekçi çizerdim.

İkinci resimim bir gün batımı resmi olurdu. Gün batımı resmimdeki Güneş turuncu olurdu, gökyüzü sarı, turuncu ve kırmızı olurdu. Resmin içinde gün batımını seyreden ve bir yamaçta kamp kurmuş birkaç insan olurdu. Ayrıca gün batımının tersi yönünde ise yıldızların yavaş yavaş belirdiğini de resme yansıtırdım. Kamp kuran insanların yanında olan bir ev gün batımı renklerinin hepsini kendi duvarlarında yansıtırdım. kırmızı, turuncu, sarı, yeşil, mavi, mor, pembe kısacası akla gelebilecek bütün renkler olurdu evin duvarlarında. Ayrıca kamp yapan insanların arabasını da üstünde küçük yıldızların olduğu lacivert bir renge boyardım.

Üçüncü resmim ise, İlkbahara uyanan bir doğanın resmini çizerdim. Resimde çizeceğim uzaktaki yüksek dağlar, hemen önümüzdeki masmavi gölün üzerine yansımasını çizerdim. Gölün kenarındaki orman ve düzlük, yamaçta ise, ağaçların rengini sarı, çimenlerin rengini turuncu, çiçeklerin rengini kırmızı, mor, beyaz, mavi boyardım.

Resme bakan insanların bir an hayalinde,  doğanın uyanışında kendilerini hissettirirdim. Bu yaptığım resim Kızılay üzerinden sergilemek isterdim. Sergimin konusu SEVGİ olduğu ve Kızılay’ında   yardım kuruluşu olması dolayısıyla resimlerimi onlara bağışlamak ve sergiletmek isterdim.

(Visited 50 times, 1 visits today)