Minik penguen hep uçmayı istemişti. Ailesi ve arkadaşları bu hayalini gerçekleştiremeyeceğini çünkü onun bir penguen olduğunu ve penguenlerin uçamadığını söyleyip duruyordu. Fakat Minik penguen hiç pes etmedi. Günlerce hatta aylarca denedi. Fakat bir türlü masmavi gökyüzünde uçabilme hayalini gerçekleştiremedi. Bir gece yatağında yatarken tüm kalbiyle ertesi gün sonunda uçabilmeyi diledi. Gözünü açtığında gördüğüne inanamadı. Pamuk gibi bulutların yanında ve neşeli kuşlarla beraber masmavi gökyüzünde süzülüyordu. Kuşları takip etmeye başladı, nereye gittiklerini çok merak ediyordu. Sonunda yemyeşil bir ormanda kuşlar mola verdi. Devasa ağaçların arasında minik bir bahçesi olan şirin bir ev gördü Minik penguen. Bahçede parlayan bir şey dikkatini çekti. Merakına yenilen minik penguen bahçe kapısından geçip parlayan cisme doğru ilerledi. Aceleyle yürürken ayağı bir taşa takıldı ve Minik penguen yere düştü. Evin sahibi tam o anda bahçeden gelen sesle irkildi. Pencereden bakınca Minik pengueni gördü. Fakat gördüklerinin bir hayal olduğunu düşünüp televizyon seyretmeye devam etti. Minik penguen parlayan şeyin bir elmas olduğunu fark etti. Tam elması yerinden alacakken uyandı. Meğerse her şey bir rüyaymış. O günden sonra rüyada da olsa uçup hayallerini gerçekleştirebileceğini anladı.
Uçan Penguen
(Visited 47 times, 1 visits today)