İnsanlar; düşünmek, sevmek ve inanmak için dünyaya gelmiştir. (J. J. Rousseau)
Düşünmek, sevmek ve inanmak yaşamanın temelidir. Mesela düşünmeden, sevmeden ve inanmadan yaşadığımızı düşünmek bile ne kadar iç karartıcı. Düşünmezsek yeni şeyler, yeni fikirler üretemeyiz. Adeta robota dönüşürüz. Sevmezsek ne kadar zeki olsak, ne kadar yetenekli olsak bile olmazsa olmaz diyeceğimiz bir şeydir. Çünkü sevmezsek ya da sevilmezsek kendimizi çok yalnız hissederiz. Ve yine eğer sevemezsek robota dönüşürüz. İnanmazsak, yaşamak için veya herhangi bir şey için umudumuz kalmaz. Bu da bizi birer robot yapar. Düşünmek, sevmek ve inanmak bizi biz yapan, bizi diğer varlıklardan ayrı tutan özelliklerdir. Tabi ki herkes farklı düşünür, herkes farklı kişiyi sever ya da herkes farklı şeylere inanır ama tüm insanlarda bu özellikler vardır ve önemli olan da budur.