Yeni uyanmışa benziyordu. Saçları dağınıktı ve üstündeki kıyafetler kırışmıştı. Mutfaktaki buzdolabının önünde dikiliyordu yaklaşık 5 dakikadır. Muhtemelen yiyecek bir şeyler arıyordu ya da canı sıkılmıştı. Gözlerini oluşturarak dolabın kapağını kapattı ve beni görünce aniden irkildi. Korkmaması gerektiğini söyledim, o da gülümseyerek karşılık verdi. Bugün onun için önemli bir gündü çünkü iki yıldır işsizdi ve iş görüşmesine gidecekti. Umarım bu sefer kabul edilirdi çünkü gerçekten bir işe ihtiyacı vardı. Ben ona kahvaltı hazırlayacağımı söyleyerek ona gidip giyinmesini söyledim. O hazırlanmaya gittikten sonra kahvaltı hazırlamaya başladım.
Kahvaltı hazır olduktan sonra arkadaşıma seslendim. İki kere seslenmeme rağmen cevap alamamıştım. Ben de odasına gittim aynanın karşısındaydı makyajını yapıyordu. Kıyafeti ve makyajıyla çok güzel olmuştu. Zaten yaşını göstermiyordu ama suratı birazcık çökmüştü. Ancak yaptığı makyajla gençlik yıllarına geri dönmüştü sanki. O da bunun farkındaydı. Elindeki fırçayı bırakıp uzun uzun aynaya baktı ve ‘sen kimsin’ diye sordu kendine aynadan cevap alacağını düşünmeden.
O sırada bir ses yankılandı odanın içinde ‘sahte’ diye. Önce benim yaptığımı sandı, bana döndü. ‘nerem sahte?’ diye sordu. Ne dediğini anlamamıştım, kimse ona sahte dememişti. Düşündüklerimi ona söyledim ama bana o aynaya bakarken birisinin ona sahte dediğini söyledi. Ben öyle bir şey duymamıştım, zaten evde sadece ikimiz vardık bu mümkün değildi. Daha sonra bunun onun bilinçaltı olabileceğini düşündük. Son zamanlarda geçirdiği operasyonlardan dolayı kendini bu şekilde hissedebileceğine karar verdik. Benim içim pek rahat değildi yine de ama o iyi hissediyordu en azından. O yüzden sıkıntı yapmadım.
İş görüşmesi güzel geçmişti, bunu kutlamak için arkadaşlarımızın evine gittik. Onu aşkın kişiydik, uzun süredir bu kadar kalabalığın içine girmemiştik. Bu nedenle mutluyduk aslında, arkadaşlarımıza görmüştük bize de iyi gelmişti.
Yiyip içtikten sonra saat gece yarısına geliyordu. Birkaç arkadaşımız gitmiş biz sadece altı kişi kalmıştık. Evimiz uzakta olduğu için o geceyi arkadaşlarımızda geçirmeye karar verdik.
Biraz daha oturduktan sonra uyku moduna geçtik. Pijamalarımızı giydik ve dişlerimizi fırçalamak için tuvalete geçtik. Önce sen gir ben beklerim dedim arkadaşıma. O girdikten yaklaşık 30 saniye sonra bir çığlık yükseldi. Ne olduğunu sordum. Bana aynanın konuştuğunu söyledi, aynı bugün sabahki gibi. Bilinçaltından gelmiyordu ses, emindi aynıdan geldiğine.
Pek inanamamıştım ama onu kırmak istemedim. Aynayla konuşmayı deneyeceğimi söyledim. Aynanın karşısına geçtim ve ona nasıl göründüğümü sordum. Aldığım cevap tüylerim ürpertmişti. Bu nasıl olabilir diye düşündüm. Acaba filmlerdeki gibi aynadan bir geçit vardı ve öbür evrendekiler mi bize sesleniyordu? Sanmıyordum çünkü çok çocuksu geliyordu kulağa, biraz da gerçek dışıydı. Ama denemek istemiştim. Parmağımla yavaşça aynaya dokundum ve ittirdim ama bir şey olmadı. Olacağını da düşünmemiştim zaten.
Arkadaşım birazcık paniklemişti, niye olduğunu anlamaya çalıştık ama başaramadık. Öbür arkadaşlarımıza da paylaştık bu durumu, Onlar da denemek istediler. Biz de denemeleri söyledik. Önce birisi girdi içeri, denedi. Gerçekten olduğunu söyledi. İkinci arkadaşımız girdiğinde kapıyı kapattı ve tam o sırada elektrikler kesildi. Kapıyı açmaya çalıştı ama açamadı, kapı kilitlenmişti. Fakat ne o ne de biz kitlemiştik kapıyı. Daha sonra bağırmaya başladı içerden, ne olduğunu anlamamıştık. Yaklaşık 2 dakika sonra elektrikler geldi, çok uzun bir kesinti değildi. Hemen kapıyı açmaya çalıştık tekrardan. Kapı açıldı ama içerde arkadaşımız yoktu. Aynada bir yazı vardı. ‘Onun için geldim’…