İnsanlar olarak sürekli bir şeylerin bitebilecek olmasından tedirgin oluyoruz. Dünyamız bizden dolayı gelişiyor ve sürekli olarak da değişiyor. Bu sonu gelmeyen değişimlerin insanın gözünü korkutması oldukça anlaşılabilir. Zamanla birlikte teknolojinin gelişmesi bizde yine aynı etkiyi yarattı.
Ya bu insanoğlunun elinden çıkan ve günlük hayatlarımızı oldukça kolaylaştıran aletler aynı zamanda hayatımızı çalarsa diye düşünmeye başladık. İleriye çılgın teoriler atıldı. Robotların dünyayı ele geçireceği, insanlığın sonunu getireceği ve dahası, fakat ya çoktan bunlar oluyorsa?
Doğduğumuzdan beri belirli bir amacımız var. Güzel bir hayata sahip olmak istiyoruz, iyi bir meslek sahibi olmak istiyoruz. Ama işsizlik oranına bakacak olursak pek iç açıcı sayılarla karşılaşacağımızı sanmıyorum. Üniversite mezunlarının bile işsiz kalabildiği bir dönemde hayatını sürdürmek için para kazanmak oldukça zor. Ve bu daha da zorlaşıyor eğer ortada senin yapacağın işi daha iyi, daha hızlı ve daha ucuza yapabilecek makineler varsa. Yani dünyamız bir bakıma robotlaşıyor ve bu değişen dünyada kendimize yer açmak biraz zor görünüyor. Bu makineleri tasarlayan insanlar yüzünden fabrikalarda yüzlerce kişi çalışabilecekken birkaç iyi tasarlanmış makine hepsinin işinin yerini doldurabiliyor. Ve tabii ki birçok avantajı olduğu için işverenler ve fabrikalar makineleri kullanmayı tercih ediyor. Şu ana kadar tim bunlara bakınca dezavantajları varmış gibi gözüyor. İnsanların işlerini elinden alıyor, aileleri sıkıntıya sokuyor ama başka bir perspektiften bakarsak bu kadar korkunç gözükmeyi durdurabilir.
Daha önce de söylediğim gibi dünya değişiyor. Ve gelişiyor olmak o kadar da kötü değil. Kimsenin artık atlara binmiyoruz diye üzüldüğü sanmıyorum. Arabalarla istediğimiz her yere çok hızlı varabiliyoruz. Ve arabalarla ilgili bir sürü meslek dalı çıktı. Arabayı tasarlayanlar, daha sonrasında parçaları birleştirenler, arabayı pazarlayanlar, araba bozulunca tamir edenler vb. Ben makineleşmeye de bu açıdan bakılmasını öneriyorum. Evet, makineler yerine insanlar gelmiş olsa da bu makinelerin hala insanlara ihtiyacı olmadığı anlamına gelmez. Değişip dünya ile biz de kendimizi geliştirirsek değişime ayak uydurmak hiç de zor olmayacaktır. Bir zamanlar bizim yerimizde duran makineyi tamir etmek, tasarlamak, pazarlamak bizim için yeni fırsatlar ve iş seçenekleri olarak karşımızda duruyor.
Özetlemek gerekirse aslında iş seçenekleri azalmıyor sadece değişiyorlar. Ve değişimin olmadığı bir dünyanın gelişmesi imkânsızdır. Bu yeni dünyanın ihtiyaçlarına göre kendimizi eğitirsek değişim de bizi iyi bir şekilde etkileyecektir. Karamsarlık yerine büyük fotoğrafı görürsek aradığımız şeyin uzak olmadığının farkına varırız.