Yağmurlu bir gündü. Gofret camın önüne yerleşmiş dışarıyı izliyordu. Geçip giden kuşlarla içten konuşuyordu. Patilerini camdan çıkartarak ıslatıyordu. Her rüzgar estiğinde daha çok titriyordu. Arada bir camı açmaya çalışıyordu.
Tam o sırada bahçeden gelen gürültüyle yerinden sıçradı. Tüm tüyleri kabardı. Bir köpek yüksek sesle havlıyordu. Hemen koşarak arka balkon camından bakmaya gitti. Şansına arka balkon camına da kocaman bir güvercin konmuştu. Hemen koşarak güvercini avlayacaktı ki cama yapıştı. Güvercin uçtuğu anda bir böceğin camın içinde olduğunu fark etti ve güvercini unutup hemen böceği avlamaya koyuldu. Ancak yakından bakınca böcek tek hamlede yüzüne konuverdi. O da hem başını sallayarak hem de patisiyle başına vurmaya çalışarak arka balkondan çıktı.
Böcekle büyük bir savaş verdikten sonra böcek burnundan uçtu. Tam o sırada acıktığını fark etti ve mamaya başladı. Mamasını büyük bir iştahla yerken sahibi geldi. Onu okşadı, ve kucağına aldı. Gofret miyavlayarak isyan ederken sahibi onu sıkıştırıp sevmeye devam ediyordu. O bir an boğulacağını düşünse de sahibi ne yaptığını biliyordu. sahibi onu sakince yere bıraktığı an hemen camın önüne geri döndü. Yağmur hala yağıyordu ve kuşlar camın önünden uçarak geçmeye devam ediyorlardı.