GEZEGENİ TÜKETEN TÜR

“Seninle burda geçirdiğim süre içinde öğrendiğim bir şeyi paylaşmak istiyorum. Türlerinizi sınıflandırma düşüncesine kapıldığım bir gün aslında sizin bir memeli olmadığınızı anladım. Bu gezegendeki her memeli içgüdüsel olarak kendini kuşatan çevresiyle doğal bir denge oluşturur ama siz insanlar bunu yapmıyorsunuz. Siz belirli bir alana yerleşip çoğalıyorsunuz. Sonunda doğal kaynaklar tükeninceye kadar devam ediyorsunuz. Hayatta kalmak için yapabileceğiniz tek şey oradan ayrılıp başka bir alana yerleşmek oluyor. Bu gezegende aynı yöntemi kullanan başka bir organizma daha var. Ne olduğunu biliyor musun? Bir virüs. Yani insan türü bir hastalık. Siz bu gezegende kanser gibisiniz, bir tür salgın.”

Ne korku dolu bir benzetme öyle değil mi? Ama asıl korkutucu yanı ise benzetmenin doğru olması. Üstelik dünya üzerinde geçirdiğimiz her günü bu sözü doğrulamak için geçirmemiz gerçekten içler acısı bir durum. Peki insanlık ne mi yapıyor bulunduğu gezegeni kurtarmak yerine uzayda başka gezegenlerde yeni yerleşim yerleri arıyorlar. Gelin size çok ilginç bir bilgi vereyim. Şu ana Dünya’nın sadece %60’lık kısmı keşfedilebildi. Okyanusların ise sadece %5’i keşfedilebildi. Daha bulunduğumuz gezegeni tamamen keşfetmeden burayı terk edip başka bir yere yayılmak çok kötü bir fikir olduğu aşikardır.

Aslına bakacak olursak virüsleri insanlardan ayıran büyük sayılabilecek bir özellik var. Bir virüs aslında cansız bir varlıktır, ne zaman bir canlının vücuduna girdiğinde virüs canlılık belirtileri gösterip yayılmaya başlar. Bunu isteyerek değil hayatta kalıp neslinin devamını getirebilmek için yapar. İnsanlar ise bunu hep bir açlıkla yapar. Zaten elinde olan bir şeyi daha da sömürebilmek için yapar.

Evet aslında Dünya’nın bu haline insanlığın davranışları neden olmuştur. Sadece doğaya karşı değil insan kendine karşı da yaşamıştır. İnsanlık tarihi kan ve göz yaşıyla dolup taşmaktadır. Milyonlarca insanın öldüğü savaşlardan tutun toplu katliamlara hatta ve hatta sadece ten renginden veya inançlarından ötürü canice katledilen insanlarla dolu. Burada sıkıntıyı etrafımızda aramak yanlış olur çünkü insanlığın derdi kendiyle. Daha kendine iyi davranamayan bir türden çevresine iyi davranılması beklenemez. İnsanlığın acilen değişmesi gereklidir. Eğer değişmeden devam edersek başka bir gezegene taşınsak da aynı şeyleri tekrar yaşamamız çok olasıdır.

Sözün özüne gelecek olursak, yeni bir gezegene yerleşme hayalleri kurmadan önce kendimize çekidüzen vermemiz gerekmekte. Yoksa yeni bir gezegene yerleştiğimizde Dünya’da yaşanılanlar ne yazık ki tekrar edecektir. Belki de daha kötü olacaktır.

(Visited 76 times, 1 visits today)