Konuşamayanlar İçin Konuş

“Sporcu” terimi genellikle avcılara, balıkçılara ve tuzakçılara uygulanır, ancak bu doğru bir unvan mı? Bu unvanı ben bile kullanıyorum, kinle, çünkü bu terim tanınıyor ve iletişime yardımcı oluyor. Ancak avcılar gerçekten sporla mı uğraşıyor? Ben öyle düşünmüyorum.

“Spor” ve “sporcu.” Bu kelimeleri düşündüğümde, polo oyuncularını, voleybolu, futbolu, bir futbol sahasından diğerine çılgınca sürünmüş çocuk ordularını düşünüyorum. Eğlence ve şaşırtma dışında çok az amacı olan bir aktivite düşünüyorum. Atletizm çerçevesinde uygun fakat avcılıkta asla kabul edilemeyecek kazanma, kaybetme, yarışma, ve rakip kavramlarını düşünüyorum.

Avcılık bir “spor” değildir. Sporun hilekar ve dürüst olmayan bir oyuncusu kabul edilemez; hilekar ve dürüst olmayan bir avcıya ise rastlayamazsınız. Avladığımız hayvanlar rakiplerimiz değildir. Öldürdüğümüz bir hayvanın yanında dururken, alçakgönüllülük ve üzüntü hissederiz. Ölü bir geyiğin yanında kutlama yapmak, beşlik çakmak kimsenin aklına gelmemelidir. Bu tür davranışlar ortaokul zihniyetlerine aittir, ve bireyin ortaokul çağında geride bırakılmalıdır.


Avcılık bir oyun değildir; Avcılar oyuncu değildir, ancak avcılık ilk ortaya çıktığımız günden beri insanların yaşamının bir parçası olmuştur. Eski insanların hepsi, atalarımız, içlerinde aynı gücü hissetmişlerdir avlanırken. Bunu yazılarında, yazmadıklarında ise mağara resimlerinde söylemişlerdir. Ancak o çağlarda avcılık en başından bir spor ve eğlence değil, bir gereklilik olarak görülmüştür

Sand County Almanac’taki Aldo Leopold bir avcıda istenilenleri şöyle özetledi:

“Vahşi yaşam etiğinde tuhaf bir erdem, avcının başarılarının alkışlanması veya onaylanması için bir galerisi olmamasıdır. Ne yaparsa yapsın, onlar bir grup izleyici tarafından değil, kendi vicdanı tarafından dikte edilirler. Bu gerçeğin önemini abartmak zordur. Etik bir yasaya gönüllü bağlılık, avcının kendine saygısını yükseltir, ancak bu bağlılığın gönüllü olarak göz ardı edilmesi onu dejenere eder ve ahlaksızlaştırır. Etik davranış, kimse izlemezken doğru olanı yapmaktır – yanlış olanı yapmak yasal olsa bile.” Peki bu insanların vicdanları hayata tutunmak için mücadele eden masum hayvanların canına kendi eğlenceleri için kıymalarına nasıl izin verebiliyor?

Avcılar her gün tehlikeli havaya, rahatsızlıklara ve acıya rağmen vahşi dünyaya girmek için ev konforunu terk ediyor. Avcı, başarı şanslarının çok düşük olduğunu, %15-%25, biliyor. Avcı, olasılıkların aleyhine olduğunu biliyor, ancak yeteneğinin, izciliğinin, daha fazla çalışmaya, gayret etmeye isteğinin ve son olarak nişancılığın olasılıkların üstesinden geleceğine inanıyor. Çoğu zaman işe yaramasa da, avcı avını avlayabileceğine inanarak çıkıyor yolculuğa. Her yıl her 100 avcıdan 50, 60, 70’i eve eli boş dönüyor. Hepsi de bir sonraki yıl tekrar iyimser bir şekilde geri dönüyorlar. Neden? Çünkü onlara göre bu av, öldürmekten çok ya da daha fazlası. İnsan kendini o botlara saldırırken, şarjörü yüklerken, tüfeği omuzlarken ve avlanmak ve belki öldürmek için tepelere, tarlalara ve bataklıklara doğru yola çıkarken olduğu kadar canlı hissetmiyor. Bana göre ise bu tam bir saçmalık. Bir denkliğe sahip olmak ve birkaç etik ve ahlaki değere güçlü bir şekilde inanmak insanı insan yapar. Masum bir can almanın hiçbir eğlencesi yoktur. Avcılık bir spor değildir.

Avlanma, göç ve kış uykusu düzenlerini bozar ve aileleri yok eder. Yaşam boyu çiftleşip birbirine yakın aile birimlerinde yaşayan kurtlar gibi hayvanlar için avcılık tüm toplulukları tahrip edebilir. Avlanan hayvanların maruz kaldığı stres -korku ve avcıların yarattığı kaçınılmaz yüksek sesler ve diğer kargaşadan kaynaklanan- aynı zamanda normal beslenme alışkanlıklarını ciddi şekilde tehlikeye atarak kışı atlatmak için ihtiyaç duydukları yağ ve enerjiyi depolamalarını zorlaştırır.

Kendini tatmin etmek, tüfeklere, mermilere karşı savunmasız olan hayvanlara üstünlük taslamak uğruna işlenen cinayetlere spor demek aşağılıktır. Avladığınız zavallı hayvanın boynuzunu tıpkı bir ödülmüş gibi gururla göstermek aşağılıktır. Avcılar sporcu değil, av spor değildir ve bu adilerin atletizmin adına leke sürmesine izin verilmemelidir. Dili olmayan, konuşamayan arkadaşlarımız için bizler konuşmalıyız ve hayvan haklarının bu denli ihlal edilmesine izin vermemeliyiz.

 

(Visited 36 times, 1 visits today)