Kapıdan çıkmadan evvel oturduğu sandalyeye baktı kendisine çok benzeyen bir gölgenin orada uyuduğunu gördü. Şüphe uyandıran bir durum oluyordu. acaba onlar geri mi dönmüştü. O karanlık dünyanın karanlık varlıkları.
Kapıyı sertçe kapattıkta sonra okul yolunu tuttum. Ancak aklımda tek bir düşünce vardı o da o gördüğüm şeyin hayal ürünümün bir parası olup olmadığı. Bunu anlamanın ise sadece bir yolu vardı o da yıllar önce yok ettiğim bir taşta saklıydı. Taşı yok ettiğim aklıma geldiğinde adımlarım sıklaştı ve kendi kendime söyleniyordum. okula gittiğimde bir an evvel Mehmeti buldum ve durumu anlattım. Ancak ders zili çaldı ve sınıflara dağıldık. Gün boyu Mehmeti görememiştim ve bu durum kafamı kurcalıyordu. Ya ben şuan da bir rüyadaysam. Mehmet okul bittiğinde yanıma geldi ve bunu anlamanın birkaç yolu olabileceğini ancak çok tehlikeli olduğunu belirtti. Mehmet’in sözünü bitirmesini beklemeden hemen neler yapabileceğimi sordum o da bana 2 tane seçenek sundu. İlk seçenek eğer şuan hayal dünyasındaysam eğerki bu dünya ile oynayarak gerçekliğini bozmaktı ancak gerçek dünyada bulunuyorsam bu dünyanın yok olmasına sebep olabilirdi. İkinci seçeneğin ne olduğunu sorduğumda Mehmet biraz duraksadı ve anlatmamak için kendini tutmaya çalıştı ancak en sonunda ağızından kaçırdı. İkinci seçenek yüksek bir binanın tepesinden kendini aşağı doğru bırakmaktı. Eğer dünya bir hayal dünyası ise daha sonrasında uyanacaktım ama değilse o kötü son kaçınılmaz olacaktı. İki seçenekte birbirinden kötüydü ve ikisinide yapmak elimden gelmiyordu ancak bunu bilmem şarttı. Mehmet ile vedalaştıktan sonra evimin yolunu tuttum. Yolda giderken bunun farklı bir şekilde daha çözülebileceğine inanıyordum ve farklı yollar arıyordum. ancak sanırım bunu yapmam gerekecekti. Olurda bunlar gerçekse ve ben kendi kendimi yiyorsam. Bu korku gece uyumamama sebep olacaktı. Olurda bunlar gerçekse diye bütün içimde kalan şeyleri yapmaya gidiyordum. Gece eve gitmedim ve bütün sokaklarda dolaştım. Ormana indim ve temiz havayı içime çektim. Daha sonrasında eve döndüm ve son defa seçenekleri gözden geçirdim artık kafamda bir şeyler şekilleniyordu ve ne yapmam gerektiğini düşünebiliyordum. sabah erken saatlerde Mehmet’in evine doğru yola koyuldum. Mehmet daha uyanmamıştı ve geceleri uyurken telefonunu her zaman sessize alırdı bu yüzden camına taş atmaya başladım. En sonunda uyandı ve bu saatte burada ne yaptığımı sorudu bende ona ‘kararımı verdim.’ dedim. Mehmet’in gözleri fal taşı gibi açıldı ve hemen aşağı doğru indi. Yanıma gelip sarıldı ve emin olup olmadığımı sordu ancak kararımı vermiştim artık bu yoldan dönüş yoktu. Daha sonrasında kararımın ne olduğunu sordu ve gökdelenden atlamak olduğunu belirtttim. Çünkü diğer seçenekte bir dünya yok olabilirdi ancak bu seçenekte sadece ben ilgiliydim.
Saat erken olduğundan dolayı etrafta kimse yoktu hemen bir tane gökdelen bulduk ve çatı katına çıktık ve hiç tereddüt etmeden sessiz ve sakince atladım. Tam yere çakılacakken kardeşim tarafından uyandırıldım ve okula gitmek için kahvaltı etmeye indim.