Dünya nüfusu arttığı için bitkisel gıdaların üretiminin de artırılması gerekliydi. 20. yüzyılda bitkisel gıdaların verimini artırma esbabımucibesiyle suni gübreler ve kimyasal maddeler kullanılmaya başlandı ve hızlı sonuç alındı. Ama GDO’lu besinler lezzetli değil, kullanılan kimyasallar çevreye zararlı ve genetiği değiştirilmiş besinleri tüketmek sağlıklı değil. Bu dünyadaki açlığa bir çare mi yoksa insanlığın aleyhine bir noktaya mı geliyor?
Günümüzde dünyada çok sayıda insanın açlık çektiğini her yıl Birleşmiş Milletler tarafından yapılan araştırmalarda görebiliyoruz. Verilere göre açlık çekenlerin sayısı sürekli artıyor, son üç yıl içerisinde 10 milyona yakın artış oldu. Özellikle, son beş yıl içerisinde milyonlarca insanın açlık sınırında yaşadığını veya yetersiz beslenme ile mücadele etmek zorunda olduğunu söyleyebiliriz.
Açlığın neden kaynaklandığını ortaya koymak gerekirse yapılan araştırmalara göre üretilen gıda sayısal olarak yeterli düzeydedir. Hatta, bazı ürünlerdeki artış, gıda fazlalığının olduğunun da işaretidir. Dolayısıyla, sorun gelir dağılımının adil olmamasından kaynaklanmaktadır. Bir grup insan çok iyi beslenirken diğer bir grup açlık sınırındadır. Gelir dağılımındaki adaletsizliği gidermeden bu sorunu çözemeyiz. Bu uzun vadeli bir olaydır. Kısa vadede ise, bitkisel üretim artırılabilir ama, kalıcı çözüm olmaz. Dolayısıyla, radikal kararlara ihtiyaç vardır.
Besinlerin veriminin artırılması ve raf ömrünün daha uzun olması için genetiği değiştirilir ve onlara GDO’lu besinler denir. Mısır, domates, patates, buğday, balık ürünleri vb. ürünler GDO’lu besinler arasında. Şu an bu husus hakkında yeterli bilgiye sahip olunmasa da tüketiciler tarafından bu tarz besinlerin insan sağlığına olumsuz etkileri olduğu konusunda yoğun endişeler bulunmakta. Hatta Yeni Zelenda ve Tayland gibi bazı ülkelerde GDO’lu ürünlerin ülkeye alınması yasaklanmış. Hızlı ve fazla miktarda besin üretilmesini sağlasa da bazı insanlarda alerjik etkiler gösterebiliyor ve çoğu çocuğun fiziksel açıdan erken olgunlaşma sebep oluyor.
İnsanlık, açlık sorunuyla bir süre daha mücadele etmek durumunda. GDO’lu besinlerin tüketilmesi ya da üretimlerinin artırılması problemi tamamıyla çözmeyecek yerine başka sorunlar üretecek. Birleşmiş milletler açlık sorununun yaşandığı belirli bölgelere özel program dahilinde gıda yardımı yapmalı. Bunun dışında aynı bölgelere yapılacak mali destekle kısmen bir çözüme ulaşılacaktır. Uzun vadede gelir dağılımının düzeltilmesiyle daha sağlıklı toplum yapısına sahip olacağız.